... ile 1-..., 2-..., 3-..., 4-..., 5-..., 6-..., 7-..., 8-SS. ... aralarındaki dava hakkında ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.2.2012 gün ve 215-33 sayılı hükmün Dairemizin 24.9.2013 tarih ve 15014-22565 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
Davacı, davalıların inşaa ederek sattığı siteden bir adet daire satın aldığını, sitenin yanında bulunan apartmanın çökmesi üzerine yapılan incelemede dairesinin bulunduğu apartmanda da çökme tehlikesinin bulunduğunun belirlendiğini, binada yapım hataları bulunduğunu, dairede bu nedenle değer kaybı oluştuğunu, ayrıca takviye nedeniyle masraf oluşacağını ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 1.000TL maddi tazminat ile 9000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 30.000 TL.na çıkarmıştır.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 13975 TL.nın davalılar ... ve ..."dan tahsiline, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı ve davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm dairemizce bozulmuş, dairemiz bozma kararına karşı davacı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Mahkemenin gerekçeli kararında, ayıbın giderilmesi için site yönetimi tarafından davacıdan alınan 9975 TL, davacının ayıbın giderilmesi için kirada oturduğu 5 aylık sürede ödediği 3.000 TL kira bedeli ve davacının evini taşıması için harcadığı 1000 TL olmak üzere toplam 13975 TL.nın davalılar ... ve ..."dan tahsil edilmesi gerektiği belirtilerek hüküm kurulmuş olup, karar dairemizce, davacının sadece değer kaybını istediği, mahkemenin talebi aşarak hüküm kurduğu gerekçesiyle diğer temyiz itirazları incelenmeden bozulmuştur. Eldeki davanın
2014/6156-12186
Dava dilekçesinin incelenmesinde, davacının davada sadece dairedeki değer kaybını istemeyip, bu kalem zararıyla birlikte takviye yapılması nedeniyle doğmuş ve doğacak zararının da tazminini istediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla dairemizce, sadece değer kaybı istendiği kabul edilerek bozma kararının dosya kapsamına uygun olmadığı ve zuhulen bu nedenle bozulduğu kabul edilmelidir. Ne var ki, yargılamada alınan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunun da dosya kapsamına uygun ve yeterli olduğu kabul edilemez. Hal böyle olunca, mahkemece konusunda uzman kişilerden oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak tarafların hukuki durumları, sorumlulukları ve zarar miktarının belirlenmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis etmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken, yukarıda açıklanan şekilde bozulması nedeniyle davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
2-Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan bozma nedenine göre, davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davacının değinilen bu yöne ilişkin karar düzeltme itirazının kabulüne ve dairemizin 24.9.2013 gün ve 2013/15014-22565 sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının gösterilen nedenle bozulmasına, (2)numaralı bent uyarınca davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 52.40 TL harcın istek halinde iadesine, 17.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.