22. Hukuk Dairesi 2014/27630 E. , 2016/2491 K.
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : 7. İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, yol ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ....... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalı Kuruma ait işyerinde, davalı altişverenin işçisi olarak 18.05.2006-08.07.2013 tarihleri arasında temizlik işlerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, ve yol ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı kurum vekili; zamanaşımı defi ve husumet itirazında bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket, cevap dilekçesi vermemiş, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya içeriği ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı kurum temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı, kıdem tazminatına uygulanan faizin başlangıç tarihinin doğru olup olmadığı ve fazla çalışma ücretinden yapılan indirimin doğru uygulanıp uygulanmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının çalışmasının bir gün çalışma bir gün dinlenme şeklinde olduğu puantaj kayıtlarından belirlenmiş ise de, davacı, dava dilekçesinde, 18.05.2006-2009 yılları arasında üç yıl yoğun bakım ünitesinde haftanın altı günü 19.00-07.00 saatleri arasında çalıştığını, 2009 yılından işten ayrıldığı tarihe kadar ise reanimasyon bölümünde bir hafta üç gün, diğer hafta dört gün 16.00-08.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiştir. Fazla çalışma hesabı talep aşılarak tüm dönem için davacının reanimasyon bölümünde çalıştığı kabul edilerek hesaplanmış olup, yoğun bakımda çalışılan dönemler için 19.00-07.00 saatleri arasında bir gün çalışıp, birgün dinlendiği dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Çalışma günleri puantaj kayıtlarına göre belirlenmiş ise de, puantaj kayıtlarında çalışma saatleri belirtilmemiştir. Tanıkların beyanlarından, davacı ile tüm çalışma döneminde birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı tanıklarının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davalı işyerinde davacı ile birlikte çalıştıkları süre belirlenerek, belirlenen bu süreler için fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatlandığı kabul edilerek, diğer süreler için bu taleplerin ıspatlanamadığmdan reddi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
4-4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun
14. maddesinde, işçinin iş sözleşmesini bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık aylığı almak amacıyla feshetmesi durumunda, kıdem tazminatına hak kazanacağı öngörülmüş ve yine aynı maddede, iş sözleşmesinin bu amaçla feshinden söz edilebilmesi için; sözleşmeyi işçinin feshetmiş olması, feshin emekli (yaşlılık) aylığı almak amacıyla yapılmış olması ve işçinin sosyal güvenlik kurumuna başvurduğunu ve aylığı hak kazandığını belgelemesi gerektiği belirtilmiştir. İşçinin, iş sözleşmesini yaşlılık aylığı almak amacıyla feshinde, kıdem tazminatı hakkının dogması için fesih tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanma şartlarının gerçekleşmiş olması yeterlidir. Kanunda ön görülen belgeleme şartına uyulmamış olması kıdem tazminatı hakkının doğmasını engellemez. Belgeleme şartına uyulmaması hali sadece kıdem tazminatının gecikme faizinin fesih tarihinden değil dava tarihinden başlatılması sonucunu meydana getirir. Başka bir anlatımla bu yön iş verenin kıdem tazminatı borcu bakımında hangi tarihte temerrüde düştüğünün tespitinde belirleyici olur.
Dosya içeriğinden, davacının emekliliği hakettiğine dair belgeleri işverene vermediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kıdem tazminatına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yanlıştır.
5-Mahkemece, fazla çalışma ücretinden %40 indirim yapıldığı gerekçede belirtilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve Mahkemece resen yapılan ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı değerlendirilmeisinde %30 indirim yapılarak çelişki oluşturulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 28.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.