11. Hukuk Dairesi 2014/15101 E. , 2015/2838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/05/2014 tarih ve 2013/181-2014/155 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı .... arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca şirkete kredi kullandırıldığını, karşılında da müvekkili lehine taşınmaz üzerine 3. dereceden ipotek konulduğunu, aynı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 2. dereceden ipotek bulunduğunu, hem müvekkilinin hem de davalının dava dışı şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, davalının takip dosyasında 26.861,13 TL alacak için takip yapmışken ipotekli taşınmazın satış günü davalı bankanın alacak miktarının 263.331,66 TL olduğunu beyan ettiğini, gerçekte davalının takip alacağının 35.061,45 TL olduğunu ileri sürerek davalı bankanın taşınmaz üzerindeki 2. derece ipotek alacak miktarının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile dava dışı ... arasında grup kredi sözleşmesi imzalandığını, ayrıca ...."nin keşide ettiği çeklerin kredi teminatı olarak verildiğini, ...."nin gerek asaleten, gerek kefaleten ve gerekse keşideci olduğu çeklerden dolayı doğmuş ve doğacak tüm borçları için dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili lehine ipotek tesis edildiğini, ..."nin 263.331,66 TL borcunun bulunması sebebiyle takip başlattıklarını, bu nedenle icra harçları hariç bu miktarı ipotek alacağı olarak icra dairesine bildirdiklerini savunmuştur.
Mahekemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi rapou ve tüm dosya kapsamına göre davalı bankanın taşınmaz üzerinde 2. derece ipotekten dolayı toplam 309.838,22 TL alacağının bulunduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
(1) Tespit davası, 6100 sayılı HMK"nun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre tespit davası yoluyla mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Davaya konu talep, bu madde kapsamında tespit davası yoluyla belirlenmesi talep edilebilecek bir hak veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğuna ilişkin olmayıp, sıra cetveline itiraz hakkı sözkonusudur. Davacının HMK"nun 106. maddesi uyarınca tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gibi, kabule göre de dava konusu alacağın borçlusunun dahi yokluğunda karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın res"en bozulması gerekmiştir.
(2) Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın res"en BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.