23. Hukuk Dairesi 2017/2655 E. , 2020/3276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince ek karar yönünden temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen 06.01.2016 tarihli 2015/1085 E; 2016/21 K. sayılı ilamı ile iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, iflas erteleme başvurusu yapıldığı tarihten bu yana şirket borçlarının azaltıldığını, iyileştirme projesine uygun hareket edildiğini, şirket yapısının güçlendirildiğini, ileri sürerek, müvekkili şirket hakkındaki iflasın ertelenmesi kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıl süre ile uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 673 KHK"nın 10. Maddesinin 2. fıkrasının A bendi uyarınca Olağanüstü Halin ilanından önceki dönemde yapılan iflasın ertelenmesi talepleriyle ilgili olarak Olağanüstü Hal süresince iflasın ertelenmesine karar verilemeyeceği belirtilmiş olduğundan KHK"nın yürürlük tarihinden itibaren sadece iflasın açılmasına ve iflasın mevcut firmanın borca batık olmadığından bahisle reddine karar verileceğinden davacının iflas erteleme kararının uzatılmasına yönelik talebinin oyçokluğuyla reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme süresinin uzatımına ilişkindir.
Bilançosu borca batık olan bir şirketin İcra İflas Kanunu çerçevesinde bu halde kurtulmasının mümkün görülmesi halinde borçluya tanınmış kanuni bir haktır. İ.İ.K 179/b-4 maddesi uyarınca bu sure 1 yıldır ve uygun görülmesi halinde 4 yıl uzatılabilir. İflas erteleme kurum olarak ele alındığında bu 1 yıl ve 4 yılın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu çerçevede sonuca gidilmesi gerekir. İflas erteleme talebinin kabul edilerek ilk 1 yıl ertelemenin davacı şirkete verilmesi halinde mahkemece kayyım raporları çerçevesinde şirketin izlenmesi, iyiye gidişin devam etmesi halinde iflas erteleme süresinin uzatılması talepleri de kabul edilmelidir.
Bu halde iflas erteleme ve uzatma talepleri bir bütün olarak tek taleptir. Uzatma taleplerinin ayrı dava olarak görülüp karara bağlanması iflas erteleme kurumunun ruhuna uymaz. Böyle bir kabul olağanüstü hal öncesi iflas erteleme kararı olan tüm şirket ve kooperatiflerin iflas etmesi sonucunu doğurur ki bu da olağanüstü hal kararnamelerinin amacı değildir.
Somut olaya gelince, iflas erteleme talebinin 20.07.2016 tarihinden önce yapıldığı aynı şirketle ilgili iflas erteleme talebinin 06.01.2016 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kabul edildiği, iflas erteleme kararında belirtildiği üzere kayyımların davacı şirketin faaliyetleri ve davacının durumu hakkında mahkemeye rapor vermeye devam ettiği, davacı şirketin borca batıklığının devam ettiği ve iyileştirme projesi kapsamında borçtan kurtulmalarının mümkün olduğundan bahisle ertelemenin bir yıl süreyle uzatılmasını talep ettiği, dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken yukarıda yazılı ilkeler ışığında 673 Sayılı KHK.nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında yazılı şekilde gerekli araştırma yapılarak, davacı şirketin bu şirketlerden olmaması halinde iyileştirme projesi bilirkişi ve kayyım raporları göz önünde bulundurularak hali hazır durumda iflastan kurtulması mümkün ise iflas kararı verilmeyerek şirketin olağanüstü hal süresince ve en nihayet İİK.nın 179/b-7 maddesinde belirlenen süreler de nazara alınarak izlenmesi, borçlunun borca batıklıktan kurtulması halinde iflas erteleme talebinin reddine; bu süre içerisinde durumunun kötüye gitmesi veya sürenin dolmasına rağmen borca batıklık halinin devam etmesi halinde ise yürürlükten kalkmış olmasına rağmen derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK 179/b-7 maddesi uyarınca iflasına kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davacının iflas erteleme kararının uzatılmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi bu şekilde borca batık olduğu sabit olan şirket hakkında iflas kararı verebileceği hususlarının gözden kaçırılması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 24.02.2017 tarihli ek kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.10.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.