1. Hukuk Dairesi 2014/12521 E. , 2015/14458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ: ELATMANIN ÖNLENMESİ,ALACAK
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Asıl dava, ecrimisil, karşı dava alacak isteklerine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı, kayden malik olduğu 1031 ada 84 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı binanın davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı, çekişme konusu taşınmazı davacıdan haricen satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş, davanın kabul edilmesi halinde ise karşı tarafa ödemiş olduğu 53.820,00 TL harici satın alma bedelinin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu bahçeli bodrum dört katlı kargir apartman vasıflı 84 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, taraflar arasında yapılan ve Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Borçlar Kanunu"nun (BK) 213. (Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri uyarınca geçersiz olan harici satış sözleşmesinin davalıya mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ancak kişisel hak doğuracağı ve satış bedeli üzerinden hapis hakkı bahşedeceği gözetilerek 1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince hapis hakkı tanınmak suretiyle asıl davanın kabulüne, karşı davada bedelin hüküm altına alınmasına karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince, harici satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olması nedeniyle, 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve haksız iktisap kurallarına göre herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu ve tarafların aldıklarını iade edeceği yolundaki genel ilke ve kabul karşısında, öncelikle; taşınmazı haricen satın alana ödenmesi gereken miktarın ne olacağı ve iade kapsamının belirlenmesi gerekir. İadesi gereken bedel; harici satış sözleşmesinde gösterilen bedel mi? taşınmazın dava tarihindeki güncellenmiş (rayiç) bedeli mi? yoksa harici satışta ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet kuralına göre iadenin talep edildiği tarihte uyarlama sonucu ulaştığı alım gücü müdür?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK)"nun 07.02.2001 tarih, 13/1729-32 sayılı kararında ifade edildiği şekilde; geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme veya mülkiyet (İstihkak MK 618. Md (TMK 683.md)) davasında geri isteyebilirler. TMK 994. maddesi sebepsiz zenginleşmeyi önleyen özel bir düzenleme olup, her iki davada da TMK 994-995. maddelerinin uygulanması gerekir
Ancak, hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın haksız iktisap kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için birinci olarak TMK"nun 2/2 maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı, sonrada haksız iktisap ilke ve esasları dikkate alınmalıdır.TMK"nun 2/2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralı, hakime özel ve istisnai hallerde adalete uygun hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Yargı organları, çıkarlar dengesini ve adalet duygularını gözeterek toplumun gereksinimlerini karşılamakla yükümlüdür. (YHGK 07.02.2001 tarih, 13/1729-32 sayılı) Haksız iktisabın temeli hakkaniyet esasına dayanmaktadır, sebepsiz zenginleşmenin asıl unsurunu da denkleştirici adalet kuralı oluştur. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Geçersiz sözleşme gereğince, akdin düzenlendiği tarih itibariyle, verilen paranın aynen iadesine karar verilmesi, enflasyonist yaşam hayatında, büyük adaletsizlikler yaratır. Belirtilen ilkeler ve esaslar uyarınca; hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek, sözleşme tarihinde satış bedeli olarak verilen paranın, taşınmazın iadesinin talep edildiği dava tarihi itibariyle enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak sureti ile uyarlama sonucu ulaşacağı alım gücü, paranın reel değeri tespit edilerek, bu bedel alıkoymada hükme esas alınmalıdır. Hâl böyle olunca, denkleştirici adalet kuralı ve hakkaniyet gözetilerek, davalı-karşı davacı tarafından harici satış sözleşmesine istinaden ödenen miktarın, yukarıda değinilen hususlar gözetilerek dava tarihi itibarıyla uyarlanmış değeri hüküm altına alınması gerekirken değinilen hususlar göz ardı edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı, ayrıca ıslah talebi olmadığı halde davalı-karşı davacının talebi aşılarak fazlaca hapis hakkına hükmedilmesi doğru değildir.Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.