3. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/17983 Karar No: 2014/17299 Karar Tarihi: 25.12.2014
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/17983 Esas 2014/17299 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2014/17983 E. , 2014/17299 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/04/2012 NUMARASI : 2011/1782-2012/329
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalı tarafından elektrik faturalarına dayalı olarak 3.588 TL alacağın davacı ile dava dışı M.. İ.. ve B..n S.. İ.."den talep edildiğini, oysa müvekkilinin elektrik abonesi olmadığını, takip alacaklısına bir borcu bulunmadığını belirterek, takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; dava dışı M.. İ.."in abone, B.. S.. İ.."in fiili kullanıcı, davacının ise elektrik aboneliğine ait tüketim bedelinden kaynaklanan borcu ödemek üzere davalı ile imzalanan cari hesap sözleşmesindeki kefil olduğunu, bu nedenle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; kefalet sözleşmesi gereğince davacının ödenmeyen cari hesap sözleşmesinde belirtilen borçtan sorumlu olduğu gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir. Somut olayda; davacının abone sözleşmesinde taraf olmadığı ve fiili kullanıcı bulunmadığı ihtilafsızdır. BK"nun 484.maddesinde; kefaletin geçerli olabilmesi için sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasının yanında kefilin sorumluluk miktarının da açıkça belirtilmesi şart kılınmıştır. Dosyada mevcut davacının kefil olarak imzası bulunan cari hesap sözleşmesinde; kefalet miktarı belirtilmediği gibi belgede, tarih de mevcut değildir. Bu halde, geçerli bir kefaletin varlığından sözedilemeyeceğinden davalının kefilin sorumluluğuna yönelmesi mümkün değildir. Mahkemece; bu ilkeler ışığında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.