Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 93 promil alkollü olan sanığın sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halindeyken iki yönlü, asfalt, ıslak yolda direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapması sonucu araçta yolcu olarak bulunan mağdurun 09.12.2014 tarihli geçici hekim raporuna göre "klavikulada fraktür şüphesinin" bulunduğunun belirtilmesi karşısında; yaralanan mağdurun sanıktan şikayetçi olmadığı ve sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan kamu davası açıldığı, olay saatinden 46 dakika sonra yapılan ölçümde 93 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, zarar suçunun oluştuğu ahvalde ayrıca tehlike suçundan cezalandırma imkanının bulunmadığı, bilinçli taksir halinde TCK’nın 89/1. maddesi kapsamındaki yaralanma şikayete tabi olmasına rağmen 89/2. maddesi kapsamındaki yaralanmanın aynı Kanunun 89/5. maddesi uyarınca şikayete tabi olmadığı, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken suçlar için Kanun"da öngörülen cezaların ağırlığı değil, zarar-tehlike suçu kriterinin esas alınması gerektiği buna göre; mağdurda meydana gelen yaralamanın mağdurda kemik kırığına neden olup olmadığının tespiti açısından kesin rapor alınması, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olması halinde sadece bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bu durumda mahkemece ilk olarak bilinçli taksirle yaralama suçundan sanık hakkında kamu davasının açılmasının sağlanması akabinde, uzlaşma prosedürü uygulanarak sanık ile mağdurun uzlaşması mümkün olması halinde bilinçli taksirle yaralama suçu yönünden sanık hakkında uzlaşma hükümlerinin uygulanması, uzlaşmanın mümkün olmaması halinde ise bilinçli taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine, trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan ise hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi; Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA; aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına; 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.