Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15184
Karar No: 2014/940

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/15184 Esas 2014/940 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2013/15184 E.  ,  2014/940 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Yapraklı Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ :18.05.1993
    NUMARASI :Esas no:1993/11 Karar no:1993/11 D. İş

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Dava, 2828 sayılı Kanununa göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkindir. Sözü edilen Kanun, korunmaya muhtaç çocukların, ergin oluncaya kadar, bu kanun hükümlerine göre kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp gözetilmeleri hususundaki tedbirin görevli ve yetkili mahkemece alınacağım hükme bağlamış (2828 s.K. m.22/1), görevli ve yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğunu göstermemiştir. Kanunun 24. maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceğini hükme bağlamıştır.
    09.1.2003 tarihinde kabul edilen ve 18.01.2003 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun 6. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi ise; görev alanına giren konularda, bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resmi ya da özel sağlık kurumuna veya genel veya katma bütçeli daireler ve benzeri yerlere yerleştirmeye ilişkin tedbirin Aile Mahkemelerince alınacağını hükme bağlamıştır. 3.7.2005 tarihinde kabul edilen ve 15.7.2005 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, korunma ihtiyacı olan çocuk hakkında, koruyucu ve destekleyici tedbir kararı alma yetkisini çocuk mahkemelerin vermiş (5395 s.K.m.7/7), bu Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik de (R.G. 24.12.2006 ve 26386) "mahkemenin", müstakil çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemeleri ile suça sürüklenen çocuklar yönünden ceza mahkemelerini ifade ettiği belirtilmiştir (Yönetmelik m.4/e).
    Yukarıda belirtilen kanun ve yönetmelik hükümlerine göre, 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanununun yürürlüğe girmesiyle, 2828 sayılı Kanun uyarınca korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi Aile Mahkemelerinin görevi kapsamına alınmıştır. İşin esasıyla ilgili karar vermek görevi, sonradan yürürlüğe giren yukarıda bahsedilen kanunlarla değiştiğine göre, dava, aile mahkemesinin görevine girmektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun geçici 1. maddesinde; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir (H.G.K. 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı). Bu açıklama karşısında davaya Aile mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

    .../...



    2013/15184 2014/940 -2-

    2-Kabule göre de;
    Koruma karanının kaldırılması davasında dava ve karar tarihi itibariyle ergin olmayan küçüğün yasal temsilcileri (veli ya da vasi) davaya dahil edilmeden eksik hasımla yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 20.01.2014 (Pzt.)

    Başkan Üye Üye Üye Üye
    Necdet Gürbüztürk Nail Özkılıç Halim Kayapınar Mahmut Kamacı Mustafa Ateş
    (Muhalif) (Muhalif)




    KARŞI OY YAZISI
    Davalı, kendisi hakkındaki koruma kararının ergin olmadan kaldırılmasına ilişkin Yapraklı Asliye Hukuk Mahkemesince 1993 tarihinde verilen kararı temyiz etmektedir. Kaldırma kararı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun başvurusu üzerine “hasımsız” olarak verilmiştir. Bu karar, “hasımsız” olarak verildiğinden davalı bakımından “kesin hüküm” teşkil etmez ve davalıyı bağlamaz. Davalının kararı temyizle elde etmek istediği sonuç, kamu kurumlarına kurum vasıtasıyla iş başvurusunda bulunma imkanından yararlanmaktır. Çünkü, korunmaya muhtaç çocukların 2828 sayılı Kanuna 3413 sayılı Kanunla ilave edilen Ek 1. madde hükmünden yararlanabilmeleri için, reşit olana kadar kurumda bakılmış ve koruma altında kalmış olmaları gerekir. Davalı, “Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmelerine İlişkin Tüzük” hükümlerine göre, reşit olana kadar kurumda kaldığını belgelendirememesi halinde, bu hususun tespiti için mahkemeden karar alabilir. (Tüzük m. 7) Başka bir ifade ile davalı, temyizle elde etmek istediği sonucu, tespit davası açmak suretiyle elde edebilir. Bu bakımdan davacının 1993 yılında verilmiş olan bir kararı, aradan yirmi yıldan fazla bir süre geçtikten sonra temyize taşımakta korunmaya değer hukuki yararı yoktur. Temyiz talebinin açıklanan sebeple reddine karar verilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.

    Üye
    Mahmut Kamacı

    KARŞI OY YAZISI
    Dava, 2828 sayılı Kanuna göre verilen koruma kararının kaldırılmasına ilişkindir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesine göre “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir”. Bir davaya hangi mahkeme tarafından bakılacağına ilişkin düzenlemelere görev denir. 2828 sayılı Kanuna göre verilecek koruma veya bu kanuna göre verilen koruma kararlarına hangi mahkemede bakılacağına dair Hukuk Muhakemeleri Kanununun da özel bir düzenleme yoktur. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6 maddesine göre 2828 sayılı Kanun gereğince alınacak tedbirlerde aile mahkemeleri görevlidir.

    .../...





    2013/15184 2014/940 -3-


    Ancak 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Dolayısı ile koruma ve korumanın kaldırılmasına ilişkin taleplere aile mahkemesi kurulan yerlerde bu özel düzenleme sebebiyle aile mahkemesi, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde bakılacaktır. Davanın görüldüğü yerde hüküm tarihi itibariyle aile mahkemesi kurulmamıştır. Bu sebeple dava 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 2. maddesine uygun olarak bu Kanun hükümleri de uygulanarak görevli asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanmıştır. Kanunda aile mahkemesi kurulmayan yerlerde aile mahkemesinin görev alanına giren davalara “aile mahkemesi sıfatıyla” bakılacağına dair bir düzenleme yoktur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2/a fıkrasına göre gerekçeli kararda “hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğinin” gösterilmesi gerekmektedir. Dava 4787 sayılı Kanunun 2. maddesine göre görevli mahkemede görülüp sonuçlandırılmış, ancak Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 2/a fıkrasına aykırı olarak davaya hangi sıfatla bakıldığı hükümde gösterilmemiştir. Hükümdeki bu eksiklik mahallinde düzeltilebilecek bir usul hatası olup yeniden yargılama yapılmasını da gerektirecek nitelikte değildir. Karar görev yönünden bozulsa bile davanın görevli başka bir mahkemeye gönderilmesine karar verilemeyecek, dava aynı mahkemede bakılıp sonuçlandırılacak, gerekçeli kararın başlığına davaya “aile mahkemesi sıfatıyla” bakıldığı yazılacak, yani Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesindeki usul eksikliği giderilmiş olacaktır. Bu sebeplerle görevli asliye hukuk mahkemesinin bu davaya “aile mahkemesi sıfatıyla” baktığının karar başlığında gösterilmemiş olması usulü bir eksiklikten ibaret olup görevle bir ilgisi bulunmamaktadır.
    Öte yandan 07.11.1982 Tarihli ve 2709 Numaralı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141/3. maddesinde “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu”, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde “Herkesin, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde sonuçlandırılmasını isteyebileceği,” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde “Hakimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu” hüküm altına alınmıştır. Yukarıda belirtilen kurallar ilk derecede mahkemeleri olduğu gibi Yargıtayı da bağlayıcı niteliktedir. Bu açıklamalar karşısında kararın görev yönünden bozulması eldeki dava için gereksiz gider yapılmasına ve davanın makul sürede sonuçlandırılmasına da engel olacak niteliktedir.
    Sonuç olarak dava aile mahkemesi kurulmayan yerde, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 2. maddesine uygun olarak görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek hükme bağlanmıştır. Bu sebeple davanın görevli mahkemede bakılıp sonuçlandırıldığı kabul edilerek temyize yönelik inceleme yapılması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun hükmün bu sebeple bozulmasına ilişkin görüşüne katılmıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi