Ceza Genel Kurulu 2017/1078 E. , 2018/660 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 180-220
Sanıklar ..., ... ve ..."nun 5015 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan beraatlerine ilişkin Pamukova Asliye Ceza Mahkemesince verilen 01.02.2012 tarihli ve 110-16 sayılı hükümlerin, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 03.10.2013 tarih ve 25986-19251 sayı ile;
“Katılan vekilinin temyiz talebinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Sanık ..."ye ait, diğer sanık ..."nin çalıştığı işyerinin müştemilatında usulüne uygun yapılan aramada, 6 adet teneke içinde 68 litre geçersiz markerli motorin, işyerinin önünde dizili vaziyette her birinin üzerinde 15 litre yazan 102 teneke mineral yağ ve sanık ..."nin aracının deposunun yanında bulunan tenekelerde 45 litre geçersiz markerli motorin, 1 adet santra fiş ve buna bağlı ucu vanalı 10 metre boyunda hortum ele geçmesi ile ihbarın niteliği ve tüm dosya kapsamı karşısında sanıkların ele geçen malzemelerle karışım yaparak kaçak akaryakıt elde etmek suretiyle satma ve satışa arz etme suçunu işledikleri sübut bulduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 28.10.2014 tarih ve 180-220 sayı ile önceki hükümlerde direnilmesine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.01.2017 tarihli ve 115766 sayılı Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin "reddi" istekli tebliğnamesi ile gönderilen dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 16.10.2017 tarih ve 8135-7698 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında 5015 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı 5015 sayılı Kanun"a muhalefet suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada verilen direnme kararına konu hükümlerin, Cumhuriyet savcısının hazır bulunduğu 28.10.2014 tarihli duruşmada tefhim edildiği, bu hükümlere yönelik olarak Cumhuriyet savcısınca 14.11.2014 tarihinde saat 12.26’da UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) sistemi üzerinden e-imzalı dilekçe ile temyiz başvurusunda bulunulduğu, aynı tarihte mahkeme hâkimince temyiz dilekçesi üzerine fiziki havalenin de yapıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Olağan kanun yollarından sayılan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de, 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrası uyarınca halen yürürlükte olan 310. maddesine göre iki şartın varlığı gereklidir.
Bunlardan ilki istek şartıdır. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan "davasız yargılama olmaz" ilkesine uygun olarak temyiz davasının kendiliğinden açılması mümkün olmayıp, bu konuda bir talebin bulunması gereklidir. 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesinin birinci fıkrası uyarınca karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 305. maddesinin birinci fıkrası ile bu kuraldan kısmen uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçilerek temyiz incelemesinin kendiliğinden de yapılabileceği kabul edilmiştir. Ancak onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin hükümler dışında kalan kararlarda, süre ve istek şartına uygun olarak bir temyiz davası açılmamış ise Yargıtay"ca yerel mahkeme hükmünün incelenmesi mümkün değildir. Direnme kararlarının temyizen incelenmesi bakımından da aynı şartlar geçerlidir.
Uyuşmazlık konusu olayda istek şartının gerçekleştiği konusunda bir tereddüt bulunmadığından temyiz davasının açılabilmesi için gerekli ikinci şart olan süre şartının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır.
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310. maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süre, hükmün tefhiminden, tefhim edilmemiş ise tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlenmiştir. Temyiz süresi, anılan maddenin üçüncü fıkrasındaki farklı durum hariç olmak üzere, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar bakımından bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Cumhuriyet savcısınca, 28.10.2014 tarihinde tefhim olunan direnme kararına konu hükümlere yönelik olarak 14.11.2014 tarihinde UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) sistemi üzerinden e-imzalı dilekçeyle temyiz başvurusunda bulunulduğu, aynı tarihte mahkeme hâkimince temyiz dilekçesi üzerine fiziki havalenin de yapıldığı anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 310. maddesi uyarınca, yüze karşı verilmiş olan karara yönelik temyiz talebinin hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içerisinde yapılması gerekmekte olup, O yer Cumhuriyet savcısınca 28.10.2014 tarihinde tefhim olunan direnme kararına konu hükümlere karşı bir haftalık yasal süreden sonra 14.11.2014 tarihinde temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Bu itibarla, Cumhuriyet savcısının kanuni süreden sonra gerçekleşen temyiz talebinin 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 310 ve 317. maddeleri uyarınca reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Cumhuriyet savcısının kanuni süreden sonra gerçekleşen temyiz talebinin 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310 ve 317. maddeleri gereğince REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.