Çocuğun nitelikli cinsel istismarı sanıklar - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma sanık - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/1937 Esas 2020/2650 Karar Sayılı İlamı
14. Ceza Dairesi Esas No: 2016/1937 Karar No: 2020/2650 Karar Tarihi: 24.06.2020
Çocuğun nitelikli cinsel istismarı sanıklar - kişiyi hürriyetinden yoksun kılma sanık - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/1937 Esas 2020/2650 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkum edildi. Ancak, olayda hata hükümlerinin uygulanma koşulları tartışılmadan mahkumiyet hükümleri kurulduğundan, hükmün mahkeme tarafından eksik gerekçe ile verildiği belirtildi. Ayrıca, sanığın cezasının zincirleme suça ilişkin TCK'nın 43. maddesi ile artırılarak tayin edilmesi de usulsüzlükte sayıldı. Sanık evli olduğu ve aile içerisindeki konumu göz önünde bulundurularak, mağdureye yönelik suça iştirak ettiği kabul edildi. Ancak, kesin ve inandırıcı delil bulunamadığından yazılı gerekçeyle mahkumiyete karar verilmesi hatalı bulundu. Bu nedenlerle, hükümlerin bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak ise 5237 sayılı TCK'nın 30. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 230. maddesi belirtildi.
14. Ceza Dairesi 2016/1937 E. , 2020/2650 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (sanıklar), kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (sanık ...) HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde; Olay tarihinden önce arkadaşlık yaptığı mağdureye yönelik atılı suçlardan dolayı hakkında kamu davası açılan sanığın aşamalarda mağdureyi on beş yaşından büyük zannettiği yönündeki savunması ile bunu destekleyen diğer sanık ...’nın beyanları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, olayda 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışıldıktan sonra hükme varılması gerekirken eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesine muhalefet edilmesi, Uygulamaya göre de; Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16.03.2010 tarihli iddianamede olay tarihinde sanığın, dışarıda buluştuğu mağdureyi götürerek üç gün birlikte kaldığı evde cinsel ilişkiye girdiği belirtilerek müsnet suçtan cezalandırılması için kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, cinsel ilişkinin birden fazla gerçekleştiğine dair usulüne uygun açılmış kamu davası bulunmadığı gözetilmeden atılı suçtan belirlenen temel cezanın zincirleme suça ilişkin TCK’nın 43. maddesi ile artırılması suretiyle sonuç cezanın tayini, Sanık ... hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma ile bunu destekleyen tanık Yaşar’ın mahkeme ifadesi ve tüm dosya kapsamına göre, olay gecesi geç saatte yeğeni olan diğer sanık ...’nin mağdureyle birlikte evlerine gelmesi üzerine sanığın eşi olan Yaşar’ın evde kalmalarına izin verdiği ve mevcut haliyle sanığın aile içerisindeki konumu ile içinde yaşanılan çevrenin getirdiği koşullar nazara alındığında mağdureye yönelik Ali’nin işlediği çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna iştirak ettiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine oluşa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık ... ile sanıklar müdafileri ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.