3. Ceza Dairesi 2020/165 E. , 2020/4034 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1)Sanık hakkında “Hakaret” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
10/01/2019 tarihli celsede, Dairemize ait 29.05.2018 tarihli, 2017/14738 Esas ve 2018/10088 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, suçun işlendiği yerin 5237 sayılı TCK’nin 125/4. maddesi gereği “aleniyet” unsurlarını taşıyıp taşımadığının tespiti için mahallinde keşif yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerekirken, bozma ilamının sanık lehine olduğundan bahisle, mahallinde keşif incelemesi yapılmaksızın sanık hakkında TCK’nin 125/4. maddesinin uygulanmaması suretiyle, eksik inceleme ile hüküm tesisi, aleyhe temyiz bulunmadığından;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmiş olması, infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden, bu hususlar bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2)Sanık hakkında “Kasten Yaralama” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
a)Dairemize ait 29.05.2018 tarihli, 2017/14738 Esas ve 2018/10088 Karar sayılı bozma ilamı ile “Sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilirken açılan duruşmadan sanığın haberdar edilmesi amacıyla sanığın daha önce bildirdiği adresine yazılan talimat evrakının bila-ikmal iade edilmesi üzerine, sanığın yeniden dinlenilmesinden vazgeçilerek duruşmadan haberdar edilmeksizin yargılamaya devamla mahkumiyetine dair hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması” gerekçesiyle hükmün bozulduğu, mahkemece, 10/01/2019 tarihli celsede bahse konu bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, “Sanığın en son mernis adresi esas alınarak Yargıtay Bozma ilamına karşı ve Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının açıklanmasına dair ihbara dair beyanlarının tespiti için talimat yazılmasına” dair ara karar tanzim edildiği halde, 25/04/2019 tarihli celsede, “bozma ilamının sanık lehine olduğundan bahisle” söz konusu ara kararın yerine getirilmesinden vazgeçilerek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (Correia de Matos/Portekiz, No: 48188/99, 15.11.2001; Foucher/Fransa, No: 22209/93, 18.03.1997, P. 36) kararlarında belirtildiği üzere sanığa kendini savunma hakkının tanınmaması suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine ve CMK’nin 193. maddesine muhalefet edilerek sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
b)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 27.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.