Davacı, davalı işveren nezdinde 06/12/1986-08/12/2000 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı ile davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki benden kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalıya ait işyerinde oda sekreteri olarak 6.12.1986-8.12.2000 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir. Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının bildirimsiz kalan 1.4.1987-1.9.1990 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tesbitine, 6.12.1986-1.3.1987 tarihleri arasında kalan süreye ilişkin istemin ise hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç doğru değildir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalı işyerinde verilen 6.12.1986 tarihli bildirge ile çalışmaya başladığı, 1.3.1987-31.3.1987 tarihleri arası ve 1990/3.dönemden başlayarak 1.12.2000 tarihine kadar tüm hizmetlerinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı, dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/8.maddesi (5510 sayılı yasanın 86.maddesi)dir. Anılan maddeye göre yönetmelikte tesbit edilen belgelerin işveren tarafından verilmemesi durumunda sigortalılar çalıştıkları hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içersinde dava açacakları öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğundan söz edilemeyeceği açıktır. Somut olayda davacı ile ilgili olarak 6.12.1986 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği açık olup, bu halde davada hak düşürücü süre dolmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, davacının 6.12.1986-1.3.1987 tarihleri arasında kalan hizmet tespit isteminin reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı İ.U. P. Esnafı Odasına yükletilmesi, davacı tarafça yatırılan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.