Davacı, davalı işveren nezdinde Nisan 2003 tarihinden itibaren 13 ay çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak 2003 yılı Nisan ayından itibaren 13 ay süre ile çalıştığının tesbiti ile ödenmeyen ücretlerinin ödenmesini istemiştir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğundan usul ve yasaya uygun değildir. Gerçekten bu tür hizmet tesbitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı-dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesi olan bu tür davalarda özellikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa, işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bodro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21.634-532, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579, 2004/21-479-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Somut olayda ise, yukarıda açıklanan şekilde bir inceleme yapılmadığı, niteliği gereği kamu düzenini ilgilendiren bu dava da davacının çalışma iddiası gereken şekilde araştırılmadan, bu iddiaya ilişkin yeterli olmayan tanık beyanlarına dayanılarak dava reddedilmiş ise de varılan sonucun doğru olmadığı açıktır. Yapılacak iş; yukarıda açıklandığı şekilde inceleme yapılmakla birlikte, işyerine ait vergi kaydı istenerek işyerinin SGK kapsamında yada kapsama alınabilecek nitelikte bir işyeri olup olmadığı da araştırıldıktan sonra, işyerinden davacı adına düzenlenen belgeler istenilmeli işyerinde davacının çalışıp çalışmadığı, gerektiğinde yapılacak keşif ve resen tesbit edilecek kayıtlı komşu işyeri çalışanları veya komşu işyeri sahiplerinin beyanlarını da alarak resen yapılacak araştırma ve inceleme sonucu tüm deliller toplandıktan sonra gerektiğinde bilirkişi raporu da alarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.