Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/32785
Karar No: 2015/12173
Karar Tarihi: 26.03.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/32785 Esas 2015/12173 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/32785 E.  ,  2015/12173 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile komisyon, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın görevsizliğine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin, davalılardan ... nezdinde 01/10/2005 tarihinde aylık maktu ücret karşılığı çalışmaya başladığını ve bu davalının işyeri içi faaliyetini sona erdirdiği 31/07/2008 tarihine kadar sürekli olarak çalıştığını, 31/07/2008 tarihinden sonra parça başına iş şeklinde hizmetine Home Office ortamında devam ettiğini, ..."in ..."da bulunan şubelerini diğer davalı ..."ye devretmesinden sonra bu çalışmasını 2009 Mart ayına kadar sürdürdüğünü, görevinin ithalat - ihracat sorumlusu olduğunu, maktu ücretle çalışmakta iken son maaşının aylık net 3.000,00 TL olduğunu gerçek ücretinin bordrolara yansıtılmadığını, ikinci davalı yanındaki çalışmasında ücretin parça başına %5 olarak belirlendiğini, bu dönemde müvekkilinin toplamda 287.000,00 TL alışveriş gerçekleştirdiğini, buna ilişkin komisyonların ödenmediği gibi çalışmasının da SGK"ya bildirilmediğini, ... Noterliğinden gönderilen 02/09/2009 tarih 12446 yevmiye numaraları ihtarnameye rağmen alacakların ödenmemesi üzerine bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve komisyon alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı .... Vekili, davacının ...de çalışırken ithalatçı firmalarla sürdürdüğü yazışmalar sonucu %5 komisyon karşılığında yapılan ithalatın ...ğın kuruluşundan sonra gerçekleştiği iddiasıyla açtığı davanın gerçeklerden uzak, haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının hiçbir şekilde müvekkili firmada hizmet akdiyle çalışmadığını, ayrıca müvekkili şirket ile diğer davalı ... arasında hiçbir hukuki ve organik bağ olmadığını, davacı tarafından çekilen ihtarnamede davacının ..."de çalıştığını ve iş akdinin 31/07/2008 tarihinde son bulduğunu açıkça ikrar ettiğini, davacının müvekkili şirkete ait işyerinde olmaksızın bağımsız olarak yüzde karşılığı yaptığı işin ticari işler tellalının yaptığı işler olup, komisyonculuk ilişkisi niteliğinde olduğundan bu davanın ancak ticaret mahkemelerinde açılabileceğini, iş mahkemelerinin görev alanına girmediğini, davacı ile müvekkil arasında bir hizmet sözleşmesi olmaması, müvekkili şirket nezdinde çalışmasının bulunmaması nedeniyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, her halükarda davacının müvekkili şirket ile arasında var olduğunu iddia ettiği ilişkinin ticari işler tellalının yapmış olduğu komisyonculuk olduğu ve buna ilişkin alacak davasının ticaret mahkemesinde görülebileceği gözönüne alınarak mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, her ne kadar bilirkişi tarafından sunulan raporda davacının davalı işyerinde iş akdine dayalı çalıştığı kabul edilerek, talep edilen alacaklara ilişkin hesaplama yapılmış ise de, gerek davacı tarafın iddiaları ve çalışma şekline ilişkin beyanları, gerekse tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı .... Arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunun 520. Maddesinde tanımlanan şekliyle simsarlık sözleşmesi niteliğinde olduğu gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine ve dosyanın karar kesinleştiğinde görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
    Kanunun 2 nci maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır. İşçi ve işveren sıfatları aynı kişide birleşemez.
    Yasanın 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir.
    İş sözleşmesini eser ve vekâlet sözleşmelerinden ayıran en önemli ölçüt bağımlılık ilişkisidir. Her üç sözleşmede, iş görme edimini yerine getirenin iş görülen kişiye (işveren-eser sahibi veya temsil edilen) karşı ekonomik bağımlılığı vardır.
    İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukukî-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukukî bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İşçi edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirir. İşçinin işverene karşı kişisel bağımlılığı ön plana çıkmaktadır. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işçinin işverenin talimatlarına göre hareket etmesi ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, işçinin bir sermaye koymadan ve kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli, kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin ölçüt teşkil etmez. İşçinin işverenin belirlediği koşullarda çalışırken kendi yaratıcı gücünü kullanması ve işverenin isteği doğrultusunda işin yapılması için serbest hareket etmesi bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz. Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması, kâr ve zarara katılıp katılmaması, karar verme özgürlüğüne sahip bulunup bulunmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir.
    İş sözleşmesinde işçi işveren için belirli veya belirsiz süreli olarak çalışır. Vekâlet sözleşmesinde ise vekil kural olarak uzmanlığı bakımından iş sahibinin talimatları ile bağlı değildir. İş sözleşmesinin varlığı ücretin ödenmesini gerektirir. Oysa vekâlet için ücret zorunlu bir öğe değildir. Vekâlet sözleşmesine ilişkin hükümlerde iş sözleşmesinin aksine sosyal nitelikte edimlere ve koruma yükümlülüklerine rastlanmaz. Vekil bağımsız olarak iş görür, bu nedenle faaliyetini sürdüreceği zamanı belirlemede kısmen de olsa serbestliğe sahiptir. Bütün zamanını tek bir müvekkile özgülemek zorunda olmayan vekil, farklı kişilerle vekâlet sözleşmeleri yapabilir. Ekonomik olarak tek bir işverene bağımlı değildir.
    Tüzel kişilerde yönetim hakkı ile emir ve talimat verme yetkisi organlarını oluşturan kişiler aracılığıyla kullanılır. Tüzel kişiler yönünden tüzel kişinin kendisi soyut işveren, tüzel kişinin organını oluşturan kişiler ise somut işveren sıfatını haizdir.
    Ticaret şirketleriyle tüzel kişilerde somut işveren sıfatını taşıyan organ bir kurul olabileceği gibi tek başına bir kişiye verilen yetki çerçevesinde gerçek kişinin de organ sıfatını kazanması mümkündür.
    Limitet, hisseli komandit ve kolektif şirketlerde yönetim yetkisi şirket ortaklarından birine bırakıldığında, bu kişi müdür sıfatıyla kişi-organ sayılır. Türk Ticaret Kanununun 319 uncu maddesine göre, anonim şirketler yönünden yönetim ve temsil yetkisinin yönetim kurulu üyelerine bırakılması halinde, bu kişi veya kişiler kişi-organ sıfatını kazanır. Şirketi temsil ve yönetime yetkili kişi-organ sıfatını taşıyan kişiler işveren konumunda bulunduklarından işçi sayılmazlar.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
    Somut olayda, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin unsurlarından olan ücret ve iş görmenin yanında özellikle bağımlılık unsurunun da gerçekleştiği, böylece taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunduğu, bu nedenle davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla davaya devam edilerek karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

    MUHALEFET ŞERHİ

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi