8. Hukuk Dairesi 2013/22014 E. , 2014/7879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Urla Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/06/2012
NUMARASI : 2009/68-2012/565
K.. E.. ile M.. Ö.. ve müşterekleri, dahili davalılar H.. A.. ve müşterekleri aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Urla Sulh Hukuk Mahkemesi"nden verilen 27.06.2012 gün ve 68/565 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalılar H.. A.. ve müşterekleri vekili, davacı-karşı davalı M.. Ö.. vekili, davalılardan F.. Ö.. vekili, bir kısım dahili davalılar N.. Ö.. ve müşterekleri vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden dahili davalılardan H.. A.. ve müşterekleri vekili Av. K.. E.. geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı K.. E.. vekili, kök mirasbırakan 1980 yılında ölen E.. B.. mirasçısı olduğunu, davalı M.. Ö.. tarafından Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/659 E-2006/707 K.sayılı kararı ile mirasçılık belgesi almış ise de davalının yakın mirasbırakanı E..’nin, E.. B.. eşi R.. B.. ile ilgisi bulunmadığını, mirasçılık belgesinin hatalı olarak verildiğini ileri sürerek tarih ve numarası yazılı Urla Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen mirasçılık belgesini iptaliyle yeni mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
Davalı karşı davalı M.. Ö.. vekili, birleşen dava ve eldeki davaya cevap dilekçesinde davanın yersiz açıldığını, murisin eşi R.. ile vekil edenin annesi E..’nin kardeş olduğunu, kimlik numaralarının aynı olduğunu,“F..” ile “F..” isminin aynı kişiler olup yöresel olarak her iki ismin de kullanılabildiğini, Urla Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak önceki mirasçılık belgesinin verildiğini, önceki nüfus kayıtlarına yangın sonucu oluşan tahrifatlar nedeniyle ulaşılamadığını, irs ve nesep ilişkisinin DNA testi yapılmak suretiyle ortaya çıkabileceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dahili davalılar S.. D.. ve müşterekleri vekili, davanın yersiz açıldığını, yakın mirasbırakan E.. ile muris E..’ın eşi R..’nin kardeş olduğunu, anne isimleri kayıtlara farklı geçmiş ise de aynı kişiler olduğunu, gerçeğin ortaya çıkması için DNA testi yapılması gerektiğini, davacının taraflar arasındaki tapu iptali davasının geciktirmek maksadıyla eldeki davanın açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, kök mirasbırakan E.. B..’ın 15.05.1980 tarihinde öldüğü, her ne kadar Urla Sulh Hukuk Mahkemesi"nce iptale konu mirasçılık belgesi verilmiş ise de davalıların yakın murisi E..’nin anne adının “F..”, kök muris E.. B..’ın eşi R..’nin anne adının “F..” olduğu, davalı M.. Ö.. tarafından açılan anne adı tashihi davası sonunda İzmir 6.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 14.11.2006 tarih 2006/96-319 esas ve karar sayılı ilamı ile; R..’nin İzmir 13.Asliye Hukuk Mahkemesi"ne verdiği İzmir 5.Noterliğince düzenlenen 22.03.1979 tarih 10308 yevmiye numaralı genel vekâletnamede R..’nin anne adının “F..” olarak gösterildiğinden anne adında bir yanlışlık bulunmaması nedeniyle tashih davasının reddine karar verildiği ve Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından onanarak 07.08.2008 tarihinde kesinleştiği dolayısı ile davalıların annesi E.. ile muris E.. eşi R..’nin kardeş olduğunun kanıtlanamadığı, anne isimlerinin aynı olmadığı konusunda kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunduğu, Urla Sulh Hukuk Mahkemesi 2006/659 E-2006/707 K.sayılı mirasçılık belgesinin dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Urla Sulh Hukuk Mahkemesi 2006/659 E-2006/707 K. sayılı mirasçılık belgesinin iptaline, E.. B..’ın mirası 1920 pay kabul edilerek kararda yazılı mirasçılarına dağıtılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, duruşma istekli olarak dâhili davalı H.. A.. ve müşterekleri vekili, duruşmasız olarak incelenmesi dâhili davalı F.. Ö.., N.. Ö.. ve müşterekleri vekili ile davalı karşı davacı M.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nun 1.maddesinde mahkemelerin görevinin kanunla belirleneceği, 2. maddesinde ise dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun"un 4/1-ç maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hâkiminin bu kanun ile diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi"ni görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır. Aynı Kanun"un 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2-c maddesi hükmünde ise miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmıştır. Ne var ki; mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır. Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi"dir. Somut olayda, dava tarihi itibarı ile 1086 sayılı HMK geçerli olup tamamlanmış işlem söz konusu olmadığından Sulh Hukuk Mahkemesi"nin davayı sonuçlandırmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin görevsizliğe ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Kök muris E.. B.. 1980 yılında, eşi R.. ise 1981 yılında, davalı M.. Ö.. murisi E.. ise 1986 yılında ölmüştür. R.. B.. (K..)’nın baba adı S.., anne adı F..’dir, E.’nin baba adı S.., anne adı ise F.. olup, davacı taraf R.. ile E..’nin kardeş olmadığını ileri sürmüşler, davalı ise R.. ile E..’nin kardeş olduğunu bildirmiştir. Yapılan araştırma ve incelemelerde, yangın nedeniyle meydana gelen tahrifat nedeniyle tarafların üst mirasbırakanlarının nüfus kayıtlarına ulaşılamamış, dinlenen tanıklar, davalıların yakın murisi Emine ile kök muris E.. eşi R..’nin kardeş olduğunu, anne isimleri nüfus kaydına göre farklı yazılmış ise de yörede F.. isminin F.. olarak da söylendiğini bildirmişlerdir. Mahkemece nüfus kaydının düzeltilmesi davasının reddine ilişkin kesinleşmiş mahkeme hükmü ile bu hükmün dayanağı olan İzmir 5.Noterliği"nce düzenlenen genel vekâletname esas alınarak tarafların anne isimlerinin farklı olduğu, R.. ile E.. arasında irs nesep ilişkisi kurulamadığı gerekçesiyle mirasçılık belgesinin iptali davasının kabulüne karar verilmiştir.
Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin İzmir 6.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2006/96-319 esas ve karar sayılı dosyasında dinlenen tanıklar, E.. ile R..’nin kardeş olduklarını, R..’nin evlenerek Antalya’ya gittiğini, nüfus kayıtlarının nakilleri sırasında yapılan hatalar olabileceğini bildirmişlerdir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesinde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesi"nce mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği açıklanmıştır. Yine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açıldığı gibi, aynı Kanun"un 30.maddesi hükmüne göre de doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde, gerçek durumun her türlü delille kanıtlanması mümkün olduğu düzenlenmiştir. Davalılar ve dâhili davalılar aşamalarda ve ısrarla tarafların üst nüfus kayıtlarına ulaşılamadığını bu nedenle DNA testi yapılmak suretiyle irs nesep ilişkisinin tespitini istemişlerdir.
Mahkemece, Urla İlçesinde hangi tarihte nüfus kayıtlarının yandığı, yangından sonra yersel yazım yapılıp yapılmadığı ve çıkan yangın sonunda nüfus kayıtlarının tahrif olup olmadığının Urla Kaymakamlığı, İzmir Valiliği ile bulunması mümkün idari birimlerden sorularak belirlenmesi, varsa yangın öncesine ilişkin nüfus kayıtları ile yersel yazıma ilişkin nüfus kayıtlarının eksiksiz olarak getirtilmesi, taraflardan ve resmi kurumlardan sorularak, 1986 yılında ölen E.. ile 1981 yılında ölen R..’nin mezar yerlerinin tespit edilmesi, tespit edilmesi halinde davalı ve dâhili davalıların talepleri dikkate alınarak DNA testi yapılması için gereken işlemlerin yapılması hususunda taraflara süre ve imkân verilmesi, ondan sonra eldeki ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Dahili davalılar H.. A.. ve müşterekleri vekili ile davalı karşı davacı M.. Ö.. vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 28. maddesi uyarınca BOZULMASINA, esasa ilişkin hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılar H.. A.. ve müştereklerine verilmesine, HUMK"nun 440/III-2. bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu açık bulunmasına ve 24,30"ar TL peşin harcın istek halinde temyiz eden dahili davalılar H.. A.. ve müştereklerine, davacı-karşı davalı M.. Ö.."a, davalılardan F.. Ö.."e, bir kısım dahili davalılar N.. Ö.. ve müştereklerine ayrı ayrı iadesine, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.