12. Ceza Dairesi 2016/2886 E. , 2017/10706 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK"nın 89/4, 62, 50/1-a, 52, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanık ile katılan sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık müdafii, katılan sanık müdafii ile katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii, katılan sanık müdafii ile katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Sanık ..."in sevk ve idaresindeki ticari kamyon ile hız sınırı 70 km olan bölünmüş dört şeritli caddede seyri sırasında beyanına göre aracının ön sol teker rotunun çıkması sebebiyle 20 metre sola teker izi ile orta refüjden karşıya geçip karşı yolda 95 metre savrularak, karşı yol bölümünde seyreden mağdurlar idaresindeki araçlara çarpması akabinde bu araçların yakın gerisinde seyreden sanık ... idaresindeki otomobilin önüne çıkması üzerine, sanık ..."in de kurtarmak için sola ani direksiyon tedbiri alıp 120 metre savrularak orta refüjden karşı yol bölümüne geçip karşı yönden seyreden araçlara çarptığı, sanık ..."in çarptığı katılan ... idaresindeki aracın spin atarak başka bir araca çarptığı, sanık ..."in aracının da spin atarak durduğu, sanık ..."in beyanının aksine, aracındaki iddia ettiği arızanın kazaya sebebiyet verdiğine dair açık bir tespitin bulunmadığı olayda; her ne kadar sanık ..."in tali kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, sanığın bölünmüş yolda kendi yol bölümünde seyri sırasında karşı yönden üzerine savrularak bir aracın gelmesini beklemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, sanığın üzerine savrularak gelen araca karşı alabileceği başkaca bir tedbir de bulunmadığından, yine hız sınırının 70 km olduğu yolda, sanığın hızının mahal şartlarının üzerinde olduğuna dair mekanik bir tespit de bulunmadığından, olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan sanık ..."in atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekirken, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;
2-Dosya içeriğine göre asli kusurlu olduğu tespit ve kabul edilen sanık ... hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu kendisinden şikayetçi olan üç kişinin nitelikli şekilde, üç kişinin de basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;
Kabule göre de;
3-Sanık ... hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan TCK"nın 179/2. maddesi gereğince dava açılmasına rağmen TCK"nın 44. maddesi gereğince değerlendirme yapılarak, zarar-tehlike suçu ayrımına göre somut olayda zarar suçu olan taksirle yaralama suçu oluştuğundan trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii, katılan sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 21.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.