Davacı,davalılardan işverene ait işyerinde 1.8.2000-1.11.2001 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava,davacının 01.08.2000-01.11.2001 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalarından 01.08.2000-02.04.2001 tarihleri arasında Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının 01.01.2001-31.03.2001 tarihleri arasında 90 gün süre ile 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak davalı işyerinde çalıştığının tesbitine, diğer dönemlere ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacının 01.04.2001 tarihinde 9454 işyeri sicil numaralı davalı işyerinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin 30.03.2001 tarihinde Kuruma verildiği, 02.04.2001-01.11.2001 tarihleri arası davalı işyerinden bildiriminin yapıldığı, davalı işyerinin 15.02.1996 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı,davacının 02.12.1988-29.01.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek davacının vergi kaydının sona erdiği 31.12.2000 tarihinden itibaren işe giriş bildirgesinin verildiği 01.04.2001 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığının tesbitine karar verilmiş ise de davacı 29.01.2001 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğundan bu tarihe kadar SSK’lı olamayacağı gözetilmeden ve 29.01.2001 tarihinden itibaren ise dönem bordroları getirtilmeden, dinlenen tanıkların komşu işyeri tanıkları oldukları belgelendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, davacı 29.01.2001 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğundan bu tarihe kadar SSK’lı olamayacağını gözetmek, 30.01.2001 tarihinden sonraki dönem yönünden ise dönem bordrolarını getirtmek, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak,gerekirse daha önce dinlenen tanıkların komşu işyeri tanığı olduklarını belgelendirmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalı T.İ. Tem Turz İnş Tem Malz Tic Ltd Şti"ne iadesine 25.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.