16. Hukuk Dairesi 2015/10100 E. , 2016/4780 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 450 ada 23, 24, 25, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37 ve 38 parsel sayılı sırasıyla 1.215.55, 1.241.02, 786.20, 898.34, 1.223.59, 1.246.78, 930.15, 1.335.33, 2.865.50, 197.04, 196.54, 198.05, 358.05, 182.44, 189.51 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı temsilcisi çekişmeli taşınmazların dere yatağında bulunduğu iddiası ile dava açmış, taşınmazların tespit harici bırakılmasını ya da adına tescillerine karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar ... ile ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 450 ada 23, 24, 25, 26, 27, 20, 30, 31 ve 32 davacı ... tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 450 ada 23 parsele karşı dava açmıştır. Yargılama sırasında ... aynı nedene dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı "nin davasının reddine, davacı ...’ın davasının feragat nedeniyle reddine, davacı ... ve ...’ın davasının reddine, davacı ..."in davasının kısmen kabul ve kısmen reddine, 450 ada 23, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, 450 ada 24, 25, 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu tüm taşınmazların Bolaman Irmağı yatağında bulunmadığı ve tarım arazisi vasfında olup tespit maliklerinin zilyetliğinde bulunduğu, tespit maliklerine ise dedelerinden ve babalarından intikal ettiği, dava konusu 450 ada 24, 25, 26, 27 parsel sayılı taşınmazların Elma Altında mevkiili Şubat 1324 tarih ve 37 nolu tapu kaydının kapsamında bulunduğu ve müdahil davacı ..."in ilgili kök tapu kaydından gelen 16.08.1982 tarih ve 8 nolu, 05.06.2002 tarih ve 4 nolu ve 08.08.2006 tarih ve 4 nolu tapu kayıtları ile toplam 36148 payının bulunduğu, davacılar ... ve ..."ın dava konusu taşınmazlarda herhangi bir zilyetliklerinin bulunmadığı, davacı ..."ın davasından feragat ettiği gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, taşınmazlar üzerindeki zilyetlik durumu ve süresi kesin olarak belirlenmemiş, müdahil Fatma’nın dayanağı olan tapu kaydı mahallinde usulünce uygulanmamış, uygulamada tüm komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmamış, bir taşınmazın kullanım durumunun belirlenmesindeki en iyi yöntem olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, paftada dere görünmemesine rağmen taşınmazın dere yatağında olmadığı şeklindeki yetersiz, ayrıntıdan uzak jeolog bilirkişi raporu ve tek kişilik yetersiz ziraat bilirkişisi raporu ile yetinilerek hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yetersiz inceleme ile hüküm verilemez. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için; kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl önceki en az üç evreye ilişkin çekişmeli taşınmazı gösteren hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kimler tarafından neye istinaden ne zamandan beri zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, uygulamada çekişmeli taşınmazları dıştan çevreleyen tüm parseller dikkate alınmalı, daha sonra jeolog, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kuruluna dosyanın tevdii ile taşınmazın stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazın niteliği, dere yatağında kalıp kalmadığı ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ve taşınmazın imar-ihyası tamamlanmış ise imar-ihyanın tamamlandığı tarih ayrı ayrı belirlenmeli, ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazların niteliğiyle ilgili taşınmazların her yönden çekilmiş fotoğraflarını içerir ve taşınmazları ayrı ayrı belirtir ayrıntılı rapor alınmalı, müdahil Fatma’nın dayanağı tapu kaydı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi hükmü uyarınca yerel bilirkişi yardımı ve uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların müdahil Fatma’nın dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, tapu kaydının dışında kalan bölümler varsa bu bölümlerde zilyetlik araştırması yapılmalı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde çelişki giderilmeli uzman fen bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek, varsa dere ve yatağını da gösterecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 27.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.