21. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/3744 Karar No: 2010/3219 Karar Tarihi: 23.03.2010
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2009/3744 Esas 2010/3219 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2009/3744 E. , 2010/3219 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi TARİHİ : 01/12/2008 NUMARASI : 2007/482-2008/902
Davacı, 11.5.2007 tarih, ....takip numaralı, 42,48 TL tutarında, .... takip numaralı, 496,50 TL tutarında ve 2007/12474 takip numaralı 5.876,17 TL tutarındaki takiplerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava hukuki nitelikçe, davacı AŞ’nin özel güvenlik hizmeti aldığı dava dışı S.Özel Güvenlik Hiz. Ltd. Şti’nin prim, işsizlik sigorta primi ve damga vergisi borcu nedeniyle davacı D.ç. İşletmeleri AŞ’ne gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, takip borçlusunun dava dışı S.Özel Güvenlik Hiz. Ltd. Şti olduğu, işin yapıldığı yerin davacı firma olması nedeniyle tebligatların davacı adresinde yapıldığı, davacı aleyhine başlatılmış bir takibin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacı adına başlatılmış bir takibin bulunup bulunmadığı, giderek davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dava konusu ödeme emirlerinin incelenmesinde dava dışı şirket yanı sıra davacı şirketin de adının ve her iki şirketin ayrı ayrı adreslerinin yazılı olduğu görülmektedir. Her ne kadar ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin tebligat parçalarında dava dışı şirketin adı yazılı ise de tebligat çıkarılan adresin davacı adresi olduğu açıktır. Öte yandan tebliğe gönderilen ödeme emirlerinde dava dışı şirketin İzmir adresinin de yazılı olması karşısında Sivas’ta davacı şirket adresine gönderilen tebligatların ve ödeme emirlerinin davacı adına düzenlenmediğini söylemek mümkün değildir. Davalı kurumda gerek cevap dilekçesi ile gerekse 02.07.2008 tarihli cevabi yazılarında davacının 506 sayılı Yasanın 87.maddesi gereğince borçlu olduğunu belirtmiştir. Davalı Kurum"un 04.11.2008 tarihli cevabi yazılarından davacı adına ödeme emri düzenlenmediği sonucunu çıkarmak mümkün değildir. Zira anılan yazıda da davacı şirkete yapılan tebligatın ihale makamı olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Bu duruma göre de ödeme emirlerinin tebliğ edildiği davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle işin esasına girilerek uyuşmazlığı çözümlemek yerine yazılı şekilde davacı işverene karşı yapılmış bir takip bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.