Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/272 Karar No: 2020/397 Karar Tarihi: 16.06.2020
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/272 Esas 2020/397 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kırşehir İcra (Hukuk) Mahkemesi tarafından verilen ve ihale feshi talebinin reddedildiği karar, borçlu vekilinin isteği üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Ancak yeniden yapılan incelemede, mahkeme önceki kararda direnmiş ve bu karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan ön inceleme sonucunda kısa kararla reddedilen davada gerekçeli kararda farklı bir hüküm yer almıştır. Bu çelişki nedeniyle mahkeme kararı usul yönünden bozulmuştur. Kararın tefhim edildikten sonra 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, mahkemece yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu kararın gerekçesinde yer alan kanun maddeleri ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 294. ve 297. maddeleri ile İcra ve İflas Kanunu'nun 366/III. maddeleridir.
Hukuk Genel Kurulu 2017/272 E. , 2020/397 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki "ihalenin feshi" talebinden dolayı yapılan inceleme sonunda; Kırşehir İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin 23.12.2015 tarihli ve 2015/119E. - 2015/160 K. sayılı kararın incelenmesi borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 31.03.2016 tarihli ve 2016/2511 E., 2016/9573K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan inceleme sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiş, direnme hükmü borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü: Mahkemece, kısa kararda: “…Mahkememizce direnme kararı verilerek davanın REDDİNE ,…” karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda: “…1-Davanın REDDİNE 2-İhale bedelleri toplamı olan 103.210,00 TL üzerinden %10"u olan 10321.00 TL nin cezanın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA ,…” şeklinde hüküm kurularak kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 294. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kararın tefhimi her hâlde aynı Kanunun 297. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak Yargıtay yoluna başvurulması ve kararın bozulması hâlinde düzeltilebilir. Bu aykırılık kamu düzenine ilişkin olup diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma sebebi yapılması ise, 10.04.1992 tarihli ve 1991/7-4 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gereğidir. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmak olup, buna aykırı direnme kararı usul yönünden bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince usulden BOZULMASINA, Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"na 5311 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile eklenen "geçici madde 7" atfıyla uygulanmakta olan aynı Kanun"un 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.