Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1369
Karar No: 2017/6025
Karar Tarihi: 25.09.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/1369 Esas 2017/6025 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/1369 E.  ,  2017/6025 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : 5. İş Mahkemesi

    Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi...tarafından düzenlenen raporla dosyadaki belgeler okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı taraf, ... ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... Kurulu Başkanlığı İş Başmüfettişleri tarafından hazırlanan 31.10.2012 tarihli rapora dayanılarak 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarına ilişkin toplam fazla ... alacağı olan 662.923,20 TL esas alınarak 71 kişi için ek bildirge verilmesi istemine ilişkin Kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
    Mahkemece verilen ilk kararda; ... hayatını izleme, denetleme ve ...e yetkili İş Müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli ... ve İş Kurumu İl Müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanakların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğu, İş Müfettişi tarafından düzenlenen tutanak ile iş yerinde çalışan işçilerin giriş çıkış saati göz önüne alınarak hesaplamalar yapıldığı, iş yerinde dinlenen tanıkların da tutanağı doğrular mahiyette ifade verdikleri, 12. Sulh Ceza Mahkemesince düzenlenen bilirkişi raporuyla da fazla mesai yapıldığının tespit edildiği hususlarına değinilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece verilen ilk kararın; davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemiz 24.02.2014 tarih 2013/22783 E, 2014/3452 K sayılı kararıyla;” Bilindiği üzere hukukumuzda normal ... süresi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 63. maddesinde düzenlenmiş olup anılan hükme göre, genel bakımdan ... süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Fazla ...lar ve fazla sürelerle ...lar İş Kanununun 41 ve devamı maddeleri ile İş Kanununa İlişkin Fazla ... ve Fazla Sürelerle ... Yönetmeliğinde düzenlenmiş olup, fazla ..., Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık kırkbeş saati aşan ...lardır.
    İş Kanununda fazla ...nın ispatı ile ilgili olarak özel bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle fazla ...nın ispatında ispat yükü genel hükümlere tabidir. Dolayısıyla fazla ... yaptığını iddia eden sigortalı, kural olarak bu iddiasını/fazla ... yaptığı gün ve saatleri ispat etmek zorundadır. Fiili bir olgu sözkonusu olduğundan, kural olarak sigortalı, fazla ... yaptığını her türlü delille ispat edebilir, tanık da dinletebilir.
    Fazla ...nın yazılı belgelere, işveren kayıtlarına veya kesin delile değil, tanık anlatımına dayalı olması durumunda, mahkemece; sigortalının uzun süre her gün fazla çalıştırılmasının hayatın olağan akışına ve insan doğasına uygun düşmeyeceği, yaşam tecrübelerine göre hiç hastalanmadan veya evlenme, ölüm, doğum, özel işler gibi mazeret çıkmadan yıllarca sürekli ...nın mümkün olduğunun kabul edilemeyeceği, sigortalının
    ara dinlenmesi, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde hiç dinlenme hakkını kullanmadan çalıştığının düşünülemeyeceği gözönünde tutulmalıdır.
    Bu yönde, 4857 sayılı İş Kanununun 92/son maddesi uyarınca iş müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla, yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanakların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğu, aksinin ancak yazılı delillerle kanıtlanabileceği benimsenmiştir. (Hukuk Genel Kurulu 14.11.1979 gün ve 1014 Esas, 1364 Karar sayılı ilamı). Maddede ifade edilen tutanaklar; müfettiş tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, sigortalı veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkarına konu olmayan tutanaklardır. İş müfettişi tarafından yapılan incelemelere dayalı tutanakların değerlendirildiği ve varılan sonucun yazıya geçirildiği müfettiş raporlarının sadece müfettiş tarafından düzenlenmiş olmaları 4857 sayılı İş Kanununun 92/son maddesi kapsamında kabulleri için yeterli değildir. Buna göre, özellikle, rapor veya ekli tutanaklarda imzası bulunmayanlar/tespite uyan beyanı olmayanlar yönünden, söz konusu tutanakların aksinin yazılı delille kanıtlanması yükümünden söz etmek mümkün değildir. İş müfettişi raporlarının, rapora dayanak alınan tutanaklar ile birlikte değerlendirilmesi ve ekli tutanakların anılan Kanun kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunun kabulü, 4857 sayılı İş Kanununun 92/son maddesinin açık hükmü karşısında zorunludur. (Hukuk Genel Kurulu 04.02.2009 gün ve 2009/2 Esas, 2009/48 Karar sayılı ilamı)
    Öte yandan, İş Kanununun 108. maddesinde, İş Kanunu"nda öngörülen idari para cezalarının hangi kişi veya kurumlarca verileceği düzenlenmiştir. Buna göre, İş Kanunu"nda öngörülen idari para cezalarının bir kısmı ... ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürü tarafından, bir kısmı Türkiye İş Kurumu Bölge Müdürü tarafından verilecek ve verilen bu cezalar genel esaslara göre tahsil edilecek, idari para cezasına karşı Sulh Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilecektir.
    Bu düzenleme göstermektedir ki, iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporlar ile İş Kanunu"nda öngörülen idari para cezaları farklı işlemlerdir. İş müfettişlerinin idari para cezası verme yetkisi yoktur. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporlarda, ...i yapılan kişi ya da kurumlara idari para cezası verilmesi gerektiği yönündeki tespitler, iş müfettişinin yaptığı denetim sonucunda yaptığı tespitler olup, idari para cezası verme yetkisine sahip kişi ve kurumları bağlayıcı nitelikte değildir. Bir başka anlatımla, iş müfettişi raporunda, denetimini yaptığı kişi ya da kuruma idari para cezası verilmesi gerektiğini belirtmiş olsa da idari para cezası verme yetkisine sahip kişi ve kurumlarca denetimi yapılan işverene idari para cezası verilmeyebilecektir.
    Ayrıca her iki işlemin yargısal denetim mekanizması da farklıdır. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporlara karşı iş mahkemesine itiraz edilebildiği halde, idari para cezası verme yetkisine sahip kişi ve kurumlar tarafından verilen idari para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilmektedir.
    Eldeki dava ile ilgili olan iş müfettişi raporuna göre Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ... ... ve İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilen idari para cezasına karşı Sulh Ceza Mahkemesine yapılan itiraz üzerine mahkemenin aldığı bilirkişi raporunda; a-) İş müfettişi raporunda 2008, 2009, 2010, 2011 yıllarında fazla ... yapıldığına dair bir tespitin yer almaması, işçiler tarafından imzalanan günlük puantajlarda da fazla ... yapıldığına dair bilgi bulunmaması dikkate alınarak bu yıllara ait idari para cezasının kaldırılmasının yerinde olacağı; b-) Müfettişliğe verilen işçi ifadelerinden hareketle fazla ... yapıldığının kabulü halinde idari para cezalarının yerinde olduğu mütalaa edilmiş
    olup, "b" seçeneğini benimseyen mahkemenin 5326 sayılı Kanunun 28/8. maddesi uyarınca itirazın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır..
    İş müfettişi raporunun incelenmesinden, işveren vekili ..."in dava konusu dönemde fazla ... yapılmadığını, dinlenen sigortalılardan 4"ünün işin durumuna göre bazen fazla mesai yaptıklarını söylemelerine karşın büyük bir çoğunluğun fazla mesai yapmadıklarını ifade ettikleri görülmektedir.
    Burada belirtilmelidir ki; 818 sayılı Borçlar Kanunu 53. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74.) maddesi hükmü gereğince, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağı saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “...’nın Türkçesi Üzerine”, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiştir.
    Bu çerçevede, ... 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.04.2013 gün ve 2013/63 D. İş sayılı kararında hukuk hakimi hakimi yönünden dava konusuna ilişkin bağlayıcı hal almış bulunan tespit/tespitlerin olmadığı belirgindir.
    Somut olayda, dava dilekçesine konu iddia ve istemler hakkında yöntemince bir araştırma yapılmadan iş müfettişi tarafından hazırlanan raporun ve bu rapora istinaden Kurumca yapılan işlem/işlemlerin yasal mevzuata aykırı ve hatalı olduğu yönünde sağlıklı bir tespit yapılamaz. İş Kanunun 92. maddesine göre iş müfettişlerinin raporlarına ve 506 sayılı Kanunun 79. ile 5510 sayılı Kanunun 86. maddelerine göre Kurum işlemlerine karşı itiraz ve dava yolu öngörüldüğüne göre, mahkemenin önüne gelen uyuşmazlığı yeterli ve gerekli bir araştırma ile tereddüte yer bırakmayacak biçimde sağlıklı bir çözüme kavuşturması gerekir. Aksi hal, iş müfettişlerinin/Kurumun yaptığı işlemlerin peşinen doğru veya yanlış olduğunun kabulü anlamına gelir ki, bu yorum iş müfettişleri/Kurum işlemlerine karşı itiraz ve dava yolu imkanı veren Kunun"un özüne ve hukuk Devleti anlayışına ters düşer.
    Yapılan açıklamalar çerçevesinde eldeki davaya konu uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümü için; öncelikle işmüfettişi raporunun iptali için dava açılıp/açılmadığı belirlenmeli, dava konusu dönemde fazla mesai yaptığı iddia edilen sigortalıların beyanlarına başvurulmalı, fazla mesai alacaklarına ilişkin herhangi bir dava/davalar açılıp/açılmadığı belirlenerek, açılmışsa sonuçları değerlendirilmeli ve gerektiğinde; konuya ilişkin defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, işin genel niteliği, işte kullanılan teknik yöntemler, işin büyüklüğü, kapasite, mevsimsel satışlar, işyeri koşulları, işyeri bünyesinde kullanılan yöntem ve teknoloji, kısaca dava konusuna ilişkin uyuşmazlığı çözmeye yarayacak tüm veriler birlikte gözetilerek, gerekirse kıyaslama yapılarak, işyerinin geliri, müşteri sayısı, satışların miktarı gibi temel unsurların belirlendiği ve dava konusu dönemde 71 kişinin 662.923,20 TL. toplam fazla ... alacağı ve buna ilişkin Kurum işleminin yerinde olup/olmadığının saptanmasına yönelik HMK."nın 266. maddesine göre konu hakkında uzman bilirkişi bilgisine başvurularak yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.“ şeklinde gerekçe ile temyiz edilen karar bozulmuştur.
    Bozma sonrası yapılan yargılamada, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiştir.
    Dava konusu işlem olan müfettiş raporu incelendiğinde; davacı işyerinde çalışan 71 çalışana ilişkin 2009, 2010, 2011 Nisan ve Aralık ayları arasında fazla ... yaptıkları tespit ve kabul dilerek, fazla ... alacaklarının tespit edildiği ve tespit edilen fazla ... alacak miktarına göre işverenden ek bildirim yapılmasının talep edilmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, fazla ...sı tespit edilen 71 çalışana ait; hizmet akitleri, ücret bodroları, puantaj kayıtları, fazla ... ödemesine ilişkin bilgi ve belgeler, uyuşmazlık konusu dönemde davalı işyerinde çalışan ve re’sen tespit edilecek bodrolu tanıkların fazla çalıştığı tespit edilen 71 çalışanın ... saatlerine ilişkin beyanları, müfettiş tarafından alınan yazılı beyanlar, Sulh Ceza Mahkemesi tarafından temin edilen bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamı ile birlikte işçi alacakları hesabında uzman bilirkişiye verilerek; 71 çalışanın, fazla ... yapıp yapmadığı, fazla ...ları var ise fazla ... alacaklarının miktarının tespiti huşularında rapor düzenlenmesi sağlanarak, iptali istenen işlemin kısmen veya tamamen iptali gerekip gerekmediği hususu değerlendirilerek karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.09.2017gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi