17. Hukuk Dairesi 2016/11886 E. , 2017/6732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 10/04/2015 tarihinde davalı sürücü ...’ın sevk ve idaresindeki ... Sigorta tarafından... poliçe numarası ile sigortalı bulunan ... plakalı aracın park halinde bulunan... plakalı aracın arka kısmına aracının ön kısmıyla çarptığını, çarpmanın etkisi ile.... plakalı aracın bahçe duvarına, ayrıca yanındaki... plakalı aracın sağ arka yan kısmına, ... plakalı aracında müvekkilinin park halinde bulunan .... plakalı aracına, müvekkilinin aracının da ... plakalı araca hasar verdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aracında oluşan hasar için 1.274,40 TL, değer kaybı için 1.000,00 TL olmak üzere 2.274,40 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, araç mahrumiyet zararı için 250,00 TL nın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre;davanın kısmen kabulü ile 318,60TL araç hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı ... şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak ve dava tarihinden itibaren faiz işletilmek üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,157,50TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ..."dan tahsili ile davacıya ödenmesine,fazlaya ilişkin araç değer kaybı tazminatı, hasar bedeli ve araç mahrumiyet zararı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, davacı kusursuz olduğuna göre zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı vekili açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre davada dava dışı kişinin de kusurunun
bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Somut davaya gelince davacının maliki olduğu araç davalıların sürücü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada hasarlanmıştır. Kazada davalı sürücünün %25 oranında dava dışı... plakalı araç sürücüsünün %75 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Olayda davalı sürücü ile dava dışı araç sürücüsüne kusur izafe edilmiş ise de; davacı kazada tamamen kusursuz bulunduğundan davalı ve dava dışı yayanın kusur oranları birbirlerine karşı açılacak rücu davasında önem taşımakta olup,aralarındaki iç ilişkiyi ilgilendirmektedir.Davacı vekili dava dilekçesinde kusursuz olduğunu belirterek zararın tazminini davalılardan müşterek ve müteselsilen talep etmiş olduğundan ,davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88 ve TBK 61.maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmaları bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13.6.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.