8. Hukuk Dairesi 2013/11089 E. , 2014/7833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2012/1065-2013/93
D.. Y.. ile Ö.. Y.. aralarındaki Yasal mal rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüşümü davasının reddine dair Gaziosmanpaşa 2.Aile Mahkemesi"nden verilen 14.02.2013 gün ve 1065/93 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı D.. vekili, taraflar evli ve evlilik içinde davalının mimar iken mimarlık faaliyetlerini terk ederek babasına ait şirkete ortak olduğunu, şirketin işlerinin 2008 yılında bozulduğunu, faaliyetlerine son verdiğini, şirketin borçlarından dolayı davalının mallarının haczedildiğini, davalının o tarihten itibaren düzenli bir işinin bulunmadığını ve borçlarının bir kısmını da ödeyemediğini açıklayarak koşullarının oluşması sebebiyle taraflar arasında geçerli edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ö.., babası ile ortak olduğu şirket üzerinden süren ticari faaliyetleri sebebiyle ekonomik olarak sıkıntılar başladığında kişisel imzalar atarak borçlandıklarını, neticede şirket, kendisi ve babası aleyhinde onlarca icra dosyası açıldığını, karşılıksız çekler nedeniyle birkaç kez gözaltına alındığını, aleyhine verilen yakalama kararlarının infazı nedeniyle sıkıntılı anlar yaşadığını, bu sıkıntıların ailesine de yansıdığını, davacının dava dilekçesindeki açıklamalara bir itirazı olmadığını, ne şirketin ne de kendisinin veya babasının menkul veya gayrimenkul malı olmadığından davada 3. şahıslar açısından bir zarar da oluşmayacağını açıklayarak davacının davasını kabul etmiş, beyanını imzası ile tasdiklemiştir.
Mahkemece, TMK"nun 206.maddesinin uygulanabilmesi için eşler arasında bir çekişme olması gerektiği, eşler arasında bir çekişme yoksa TMK"nın 208. hükmüne göre eşlerin mal ayrılığını yeni bir mal rejimi sözleşmesiyle her zaman kabul edebilecekleri, davalı eş tarafından davanın kabul edildiği, bu itibarla eşler arasında herhangi bir çekişmenin olmadığı anlaşıldığından davacının dava açmada herhangi bir hukuki yararı da bulunmadığı gerekçesi ile davanın TMK"nun 206 ve 208 maddeleri gereğince reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 09.07.2000 tarihinde evlenmişlerdir. 01.01.2002 tarihinden itibaren başka mal rejimi seçilmediğine göre taraflar arasında halen yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacının talebi eşler arasındaki yasal mal rejiminin TMK’nun 206. maddesine göre mal ayrılığına dönüştürülmesine ilişkindir. TMK’nun 206.maddesine göre haklı bir sebep varsa Hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir. Haklı sebebin varlığına ilişkin maddede beş bent halinde sebepler sayılmış ise de bu sebepler maddede yazılı olanlarla sınırlı değildir. Dava dilekçesi ekinde sunulan davalının evlilik birliği içindeki şirket ortaklığı sebebiyle malvarlığının haczedildiğine dair icra takip belgeleri ve dosya kapsamından davalının ortaklığın menfaatini tehlikeye düşürdüğü de gözetildiğinde TMK’nun 206.maddedeki 2 ve 3.bentlerde yazılı sebeplerin somut olayda gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle Mahkemece taraflar arasında geçerli yasal mal rejiminin “mal ayrılığı” rejimine dönüştürme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru görülmemiştir.
Her ne kadar davalının davayı kabulü sebebiyle taraflar arasında ihtilaf olmadığı ve TMK’nun 208.maddesine göre her zaman tarafların mal rejimi sözleşmesi yapabilecekleri gerekçe gösterilmiş ise de TMK’nun 206.maddesinde yazılı koşulların oluşması durumunda davalının yargılamanın devamı sırasında davayı kabul etmesi davacı aleyhine değerlendirilemez. Diğer yandan TMK’nun 225.maddesine göre “mal ayrılığına geçilmesi” ve “başka mal rejimine geçilmesi” mal rejiminin sona erdiren ayrı sebepler olarak düzenlemiş olup, TMK’nun 206.maddesine göre mal ayrılığına geçilmesi halinde taraflar arasındaki mal rejimi dava tarihi itibarıyla, mal rejimi sözleşmesi ile başka mal rejiminin seçilmesi halinde ise noterde mal rejimi sözleşmesinin yapıldığı tarih itibarıyla sona ereceğinden, Mahkemece mal ayrılığı rejimine geçilmesine karar verilmesinde davacının hukuki yararının varlığı da açıktır. Mahkemece, davacının hukuki yararı olduğu gözardı edilerek TMK’nun 208.madde gereği her zaman mal rejimi sözleşmesi yapabileceklerinin gerekçe yapılması ve davacının seçimlik hakkının elinden alınarak, aleyhine hukuki sonuç doğuracak şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK. m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.