20. Hukuk Dairesi 2016/3951 E. , 2016/9521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/10/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden Hazine vekili Av. ... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 11/05/2016 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., ..., ... köyü 976 (yeni 116 ada 9) parsel sayılı 24450 m² taşınmazın 6030 m² bölümünün ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/753 - 2014/109 sayılı kararıyla orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiğini, Türk Medenî Kanunun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 5.000.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş daha sonra 06/01/2016 tarihli harçlandırdığı dilekçesiyle dava değerini 108.545,04.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 108.545,04.-TL"nin hükmün kesinleştiği 17/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 2009 yılında kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal satış yöntemine göre hesaplanan değer dikkate alınmak suretiyle karar verilmiştir.
Tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin tespiti olup, arazi niteliğindeki taşınmaz; başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
Çekişmeli 976 sayılı parselin iptal edilen tapu kaydında cinsi tarla olarak belirtilmiş olup, belediye başkanlığından gönderilen yazıda, çekişmeli taşınmazın imar planı ve köy yerleşik alanı dışında olduğu ve belediye hizmetlerinden faydalanmadığı bildirilmiştir.
Bakanlar Kurulunun Yargıtayca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı Kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan meskun yerler içinde yer alması gerekir.
Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da araştırılmalı, bu hususlar belediye başkanlığından, su ve elektrik idarelerinden ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevaplara göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığı saptanmalıdır.
Yapılan araştırma sonunda tapusu iptal edilen taşınmazın arazi olduğu saptanacak olursa değerinin; taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde, ekilecek ürünler ve bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar gözönünde tutularak, net gelir yöntemine göre hesaplanması ve bedel tespitinde etkisi olan diğer tüm unsurlar dikkate alınarak her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip dayanakları gösterilmek suretiyle saptanması; tapusu iptal edilen taşınmazın arsa niteliğinde olduğu belirlendiği taktirde ise değerinin, tapu iptal kararının kesinleştiği günden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gereklidir.
Bu durumda öncelikle yukarıda açıklanan yöntemle taşınmazın arazi ya da arsa olup olmadığı net olarak belirlenmeli, arsa ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınmalı, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmeli ve bu emsallere göre; arazi ise net gelir yöntemine göre ve her halükarda tapu iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla değer tespit ettirilmek suretiyle karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1350,00.-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendisini avukat ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 25/10/2016 günü oybirliği ile karar verildi.