11. Hukuk Dairesi 2020/3469 E. , 2021/683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 17.04.2017 tarih ve 2017/66- 2017/290 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının, Fortis Finansal Kiralama A.Ş."den leasing usülü ile 182.300,00 Euro bedelle satın aldığı kesme tezgahı için 94.860 Euro ödedikten sonra ekonomik kriz nedeniyle kalan borçlarını ödeyemediklerini, makinenin tamamının icra kanalıyla davalı tarafça geri alındığını, 6361 sayılı Kanun"un 33. maddesine göre sözleşmenin feshi halinde iade alınan malın teslim alındığı tarihteki değeri tespit edilerek bakiye finansal kiralama borcun düşülerek üstünün davacıya ödenmesi gerektiği halde bunun muhasebe kayıtlarına işlenmediğini, aleyhlerine icra takibi yapıldığını, hem makinenin iade alınması hem de makinenin tüm bedelinin faizi ile tekrar tahsilinin sebepsiz zenginleşme oluşturacağını, takipte istenilen faiz miktarının fahiş olduğunu, davalının ikinci el satış bedeli olarak belirttiği bedelin gerçeği yansıtmadığını, makinenin teslim alındıktan iki yıl sonra satıldığını belirterek, finansal kiralama konusu makinenin davalıya teslim tarihindeki değerinin tespiti ile davalıya borçlu olunmadığının tespitine, haksız takipten dolayı lehlerine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın BNP Paribas Finansal Kiralama A.Ş."den (eski unvanı Fortis Kiralama A.Ş.) temlik alındığını, davacı hakkında takibe girişildikten ve itirazsız olarak kesinleştikten dört yıl sonra hacizli taşınmazların satışı aşamasında menfi tespit davası açılmasının alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğunu, 6361 sayılı Kanun’un 13.12.2012’de yürülüğe girdiğini, bu dava ile ilgili olarak 3226 sayılı Kanun’un 25. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini buna rağmen Fortis Şirketi’nin gerek olmadığı halde makinenin ikinci el değerini tespit ettirerek dava dışı şirkete 30.000,00 TL’ye sattığını, bu miktarın da borçtan mahsup edildiğini, faiz oranlarının sözleşme ile belirlendiğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; sözleşmenin feshedildiği, vadesi gelmemiş borçların muaccel olduğu, sözleşmenin 71. maddesine göre, kiracının, kiralayanın malı bir üçüncü kişiye satarak bedelini muaccel borçlarından mahsup etmesini kabul etttiği, ancak malın dilediği kişiye satılması hakkının Medeni Kanun’un 2. maddesine aykırı olmaması gerektiği, davalının yaptırdığı ekspertiz raporunda tezgâha 50.000,00 TL değer biçildiği, acil satış halinde değerinin 35.000,00 TL olarak belirtildiği, tezgahın KDV dahil 30.000,00 TL’ye satıldığı, ancak tezgahın geri alımı sırasında kesme havuzunun alınmadığı ve havuz olmaksızın satışa sunulduğu, kesme havuzunun tezgaha yeniden yapımının 20.000,00 USD (yaklaşık 14.670,00 Euro, 32.008,00 TL) olacağı, sözleşmenin feshi tarihi itibarıyla dava konusu malın kesme havuzu olmaksızın bedelinin 25.000,00 Euro olarak alınmasının uygun olacağı, kesme havuzunun tezgaha dahil olduğu bu durumda 25.000,00 Euro+20.000,00 Euro= 45.000,00 Euro’nun kiracı tarafından ödenen 94.860,00 Euro’ya eklenmesiyle bulunan 139.860,00 Euro sözleşmede kararlaştırılan bedelden mahsup edildiğinde kiraya verenin 42.440,00 Euro alacaklı olduğu, dava konusu eşyanın değeri ve mahsup oranına göre davacının borçlu olmadığı kısmın 45.000,00 Euro olduğu, kiralama konusu şeyin değerinin bilirkişi incelemesi ile tespiti gerektiği, davalının kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 45.000,00 Euro (karşılığı 98.154,00 TL) yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, dava dışı Fortis Finansal Kiralama A.Ş ile dava dışı Cansu Ltd. Şti. arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle davacı kefil hakkında yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığı gibi yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Finansal kiralama sözleşmesi 18.01.2006 tarihinde imzalanmıştır. Uyuşmazlığa 6361 saylı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirket leri Kanunu hükümleri değil 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Söz konusu kanun hükümlerinde, kiracı malı iade ile yükümlü olup malın satış bedelinin kira borcundan mahsubunu talep edemez. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 71. maddesinde düzenlenen “...Kiracı, kiralananı, teminat olarak Fortis"e verdiği bütün değerleri, hakları, taşınır ve taşınmazları, bunların kapsamındaki unsurları dilediği değerden mahkemeye ve icraya başvurmadan ve İcra İflas Kanunu"na tabi olmadan dilediği kişiye satarak hasılatını Kiracının bütün muaccel borçlarından mahsup etmeye, muaccel olmayan borçları için bloke bir hesapta bekletmeye Fortis"i yetkili kıldığını kabul, beyan ve taahhüt eder” hükmü uyarınca kiralamaya konu malın satışı halinde, satış bedelinin kiracının borcundan mahsup edilmesi gerekir. Mahkemece yapılacak iş, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle fesih tarihine kadar 3. kişi tarafından ödenen kira tutarı ve bakiye borcunun öncelikle tespit edilmesi gerekir. Daha sonra kiralamaya konu malın satış bedelinden de borcu mahsup edilerek icra takip tarihi itibarı ile taraflar arasındaki alacak borç durumunun tespit edilmesi gerekir. Finansal kiralama sözleşmesinde kiralamaya konu malın tezgah ve kesme havuzu şeklinde belirtilen iki ayrı unsurdan oluştuğu, bilirkişi raporunda kesme tezgahının kesme havuzu ile birlikte satıldığının tespit edilemediğini belirtmiş olmasına rağmen mahkemece tezgah ve kesme havuzunun birlikte satılmışcasına değerleri tespit edilerek borçtan mahsup edilmesi yoluna gidilmiştir. Dava dışı taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle düzenlenen fatura içeriğinde de kesme tezgahının, tüm aksamları ile birlikte ibaresinin yer aldığı, buna göre öncelikle mahkemece kesme tezgahının kesme havuzu ve tüm aksamı ile birlikte satılıp satılmadığı belirlendikten sonra satılan bu mal bedelinin davalı tarafından 3. kişiye yapılan satış bedelinin piyasa rayicine uygun olup olmadığı denetlenerek satıma konu malın değeri tespit edilip bakiye kira borcundan mahsubu ile icra takip tarihi itibarı ile alacak borç durumu tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece eksik inceleme ve, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması bu nedenle doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.