1. Hukuk Dairesi 2021/259 E. , 2021/690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece iddiaların ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılardan ...’ın istinaf talebi üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın 161 ada 40 parsel sayılı taşınmazını ikinci eşi olan davalı İsmahan’a ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, İsmahan’ın da taşınmazı yeğeni olan diğer davalı ...’a devrettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını; davalı İsmahan Mazak, evlendiklerinde mirasbırakanın 73 yaşında ve bakıma muhtaç olduğunu, dava konusu taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, ölünceye kadar mirasbırakana baktığını, işlemlerin muvazaalı olmadığını, asıl davacıların mirasbırakanın yaşlılığından yararlanarak mirasbırakana ait 1289 parsel sayılı taşınmazın adlarına tescilini sağladıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddiaların ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalılardan İsmahan Mazak’ın istinaf talebi üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 5.000 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında keşif yapıldığı, bilirkişi raporu ile taşınmazın dava tarihindeki toplam değerinin 89.000,00 TL olarak belirlendiği, davacıların miras payının ¾ (66.750,00 TL) olup, 89.000,00 TL değer üzerinden eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu 161 ada 40 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydına göre 2.966,65 m2 miktarında tarla vasıflı olup, mahkemece 06.12.2017 tarihinde keşif yapılmış, ziraat mühendisi tarafından düzenlenen 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmaz, üzerinde 15-20 yaşlarında limon ağaçlarının bulunduğu limon bahçesi vasfında olup, taşınmazın dava tarihi itibari ile toplam değeri 89.000 TL olarak belirlenmiş, bilirkişi raporuna davacı tarafça değerin düşük belirlendiği, davalı tarafça da fahiş olarak belirlendiği gerekçesi ile itiraz edilmesi üzerine, mahkemece aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, 17.01.2018 tarihli ek raporda da bilirkişi ilk rapordaki aynı hususları tekrarlayarak, taşınmazın bedeli konusunda kök rapordaki sonuç ve kanaatinin değişmediğini belirtmiştir. Anılan ek rapora da her iki tarafça itiraz edilmesine rağmen, mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin tarafların itirazı reddedilmiştir.
Bilindiği üzere; dava değeri, harç ve yargılama giderlerinin hesabında nazara alınacağı gibi, kanun yolu da dava değerine göre belirleneceğinden, dava değerinin objektif koşullarla belirlenmesi önem arz etmektedir. Ne var ki, somut olayda taşınmazın miktarı ve bulunduğu konum nazara alındığında belirlenen taşınmaz değeri hakkında tereddüt hasıl olmuştur. Ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar afaki olup, hükme esas alınacak nitelikte değildir.
Hâl böyle olunca; taşınmazın niteliği itibariyle üç kişilik uzman bilirkişi heyetiyle yerinde yeniden keşif yapılmak suretiyle, çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerini belirtir, itirazları karşılar ve önceki raporlarla çelişkileri giderir şekilde gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, her bir davacının payına isabet eden dava değerinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, eksik harç olması halinde 492 sayılı Harçlar Kanunu" 16. ve 32. maddeleri gereğince tamamlatılması, bu eksiklikler yerine getirildikten sonra, dava değeri üzerinden her bir davacının miras payı dikkate alınarak kararın temyiz kabiliyetinin olup olmadığının gözetilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.