Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin iş yerine 03/06/2009 tarihinde davalıya ait .... tesisat nolu doğalgaz sayacının takılması sonucunda abone olduğunu, müvekkilinin işyerindeki sayacın davalı şirket çalışanları tarafından 09/02/2010 tarihinde bakım yapılmak üzere söküldüğünü, daha sonra da müvekkili aleyhine 02/03/2010 tarihli .... fatura nolu 751.779,89 TL"lik fatura tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının doğalgaz sistemine müdahale ederek kaçak gaz kullanması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmeye ve doğalgaz piyasası hükümlerine uygun olarak faturanın tahakkuk ettirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından davacıya takılan doğalgaz sayacının mühürünün koparılarak metal şeridin uçlarının bağlantısız hale getirildiği ve davacı tarafından sayaca müdahale edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK"nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Aynı kanunun 281. maddesinde ise, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporuna davacı vekili gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Mahkemece bu itirazı karşılayacak ek rapor alınmadan, davacı tarafın itirazlarına itibar edilmediği belirtilerek karar verilmiştir. Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmek de uzman bilirkişilerin görevidir. Hal böyle olunca, mahkemece davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazlarını karşılar biçimde ek rapor veya oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.