20. Hukuk Dairesi 2016/3721 E. , 2016/9515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25/10/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile diğer taraftan Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi, ... Mahallesinde 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, 101 ada 1 parsel sayılı orman niteliğindeki taşınmazın sınırlandırılıp Hazine adına tesbit tutanağı düzenlenerek 30 günlük kısmî ilâna çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik ve ekli inceleme tutanağında ... noktaları gösterilen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, davaya konu yerler hakkında 110 ada 1 ve 47, 111 ada 1, 2, 3, 4, 6, 7, 11 ve 114 parsel numarası verilip, kadastro mahkemesinde davalı olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tutulan tutanak asılları kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Davacı Orman Yönetimince 28.01.2009 günlü dilekçeler ile kadastro mahkemesinde davalı olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılan 110 ada 1, 111 ada 1, 2, 3, 4, 6, 7, 11 ve 114 parsel sayılı taşınmazlar hakkında, zilyet olduğu belirlenen gerçek kişilere husumet yöneltilerek ayrı ayrı dava açılmıştır.
Mahkemece, tüm davalar birleştirildikten sonra davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazlardan 101 ada 1, 111 ada 1, 110 ada 1 ve 47 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 111 ada 2 ve 11 sayılı parselin .., 111 ada 3 ve 6 sayılı parselin ..., 111 ada 4 ve 7 sayılı parselin ..., 111 ada 114 sayılı parselin ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından (111 ada 2, 3, 4, 6, 7, 11 ve 114 sayılı parsellere yönelik) ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle düzeltilerek onanmıştır.
Hükmüne uyulan 20. Hukuk Dairesinin 25/02/2013 gün ve 2012/11816 E. - 2013/1688 K. sayılı kararı özetle; "Uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu, çekişmeli 111 ada 2, 3, 4, 6, 7, 11 ve 114 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava konusu olmayan 101 ada 1 sayılı parsel hakkında taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde karar verilmesi ve 19.01.2011 tarihinde
yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402 sayılı Kanun eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz." şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır." şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağından, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 1 bendinin 7. paragrafında yazılı "... ili, Merkez ... Köyü 101/1 sayılı parselin tesbit gibi, orman vasfıyla Hazine adına tesciline" cümlesinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine "... ili, Merkez ... köyü 101/1 sayılı parselin dava konusu olmadığı anlaşıldığından olağan yollardan kesinleştirilmek üzere kadastro müdürlüğüne, tutanakların devri halinde tapu müdürlüğüne iadesine" cümlesinin eklenmesine, yine hükmün 3 ve 4 numaralı bendlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 3 numaralı bent olarak ""3- 6099 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davacı Orman Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve Orman Yönetimi yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına " karar verilmiştir.
Düzeltilerek onama kararının verilmesinden sonra, davalı ... vekili 25/01/2016 tarihli dilekçesiyle müvekkiline "... Köyü/..." adresinde yapılan tüm tebligatların geçersiz olduğu iddiasıyla 110 ada 47 parsel yönünden hükmü temyiz etmiş, mahkemece hükmün kesinleşme şerhi iptal edilerek dosya daireye gönderilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmazlar orman sınırı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, çekişmeli 110 ada 47 sayılı parselin orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmişse de; davalı ..."a usûlüne uygun tebligat yapılmadan ve savunma hakkı kullandırılmadan hüküm kurulmuştur.
Davalı, davadan ve duruşma gününden haberdar edilip, kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde, iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan "Hukukî Dinlenilme Hakkı" gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “Adil yargılanma hakkı”nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir.
Somut olayda davalıya yargılama sırasında yapılan tebligatların tümünün aynı adrese (... Köyü/...) Tebligat Kanununun 20. maddesine göre yapıldığı ve adreste bulunmama nedeniyle köy azalarına tebliğ edildiği, ancak dosyaya ibraz edilen belgelerden, davalının 2004 yılından beri .../... ikamet ettiği, dolayısıyla davadan haberdar olmadığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununun 32. maddesine göre öğrenme tarihi itibarıyla temyizin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, delil ve belgeleri istenip, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 110 ada 47 sayılı parsel yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle duruşma günü yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.350.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 25/10/2016 günü oy birliği ile karar verildi.