1. Hukuk Dairesi 2014/12341 E. , 2015/14316 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davacı ..."ın davasının HMK"nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına, diğer davacıların davasının ise payları oranında taşınmazda bölüm kullandıkları gerekçesi ile reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ... ve Hasan vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..." nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, 255 parsel sayılı taşınmazın önceki paydaşından hisse devri ile birlikte ecrimisil alacağınıda sözleşme ile temellük ettiklerini, taşınmaz üzerindeki binada davalının zilyetliğinde olan bölümü kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, ecrimisil koşullarının oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ..."ın davasının HMK"nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına, diğer davacıların davasının ise; davalının payı oranında taşınmazda bölüm kullandığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu arsa niteliğindeki 255 parsel sayılı taşınmazın dava dışı kişiler ile birlikte taraflar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan; davaclar, geçmiş dönemlere ait ecrimisil alacağını önceki malikten temellük ettiklerini Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi uyarınca yazılı belge ile kanıtlayabilmiş değillerdir.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesi ve ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, maddi zarar yoksa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Nitekim; kat mülkiyeti ya da irtifakının tesis edilmediği çekişme konusu taşınmaz üzerinde 3 katlı betonarme bina olduğu her katta 2 dairenin bulunduğu, davalının ise bodrum katta 1 ve 2 nolu daireleri kiraya vermek suretiyle tasarruf ettiği keşfen saptanmıştır.
Hâl böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma yapılarak, çekişmeli taşınmazda davacıların paylarına karşılık kullanabilecekleri yer olup olmadığının saptanması, taşınmazda paydaş oldukları tarih de gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacılardan Murat ve Hasan vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.