12. Ceza Dairesi 2015/16206 E. , 2017/10639 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Her iki sanık hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/1, 5237 sayılı TCK"nın 62, 52/2, 51/1-3. maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların bir nedene dayanmayan; katılan vekilinin, sanıklar hakkında tayin edilen cezanın ertelenmesinin kanuna aykırı olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 29/01/1992 tarih ve 1299 sayılı kararı ile tescil edilip, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 28/11/2008 tarih, 2853 sayılı ve 20/10/2010 tarih, 4527 sayılı kararları ile sınırları güncellenen Arykanda Antik Kenti 1. derece arkeolojik sit alanının etkileşim geçiş sahası içerisindeki tapulu taşınmaz üzerine izin almaksızın birer adet betonarme bina inşa ettikleri anlaşılmış ise de;
2863 sayılı Kanunun “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin (a) “Tanımlar” alt başlığı altındaki (16) numaralı bendinde “etkileşim - geçiş sahası” nın, “korunması gerekli kültür varlıklarını ve sit alanlarını doğrudan etkileyen, sit bölgeleriyle bütünlük gösteren, daha önceden sit sınırları içindeyken sit sınırları dışına çıkarılmış veya sit sınırları dışında tutulmuş korunacak sokak, meydan, yapı grupları ve benzerlerinin yer aldığı, sit bölgeleri arasında kalmış, sitleri doğrudan etkileyen veya koruma amaçlı imar planlarının hazırlanma aşamasında göz önünde bulundurulması gereken alanlar” şeklinde tanımlandığı, aynı Kanunun “İzinsiz müdahale ve kullanma yasağı” başlıklı 9. maddesinde, Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulamayacağının, bunların yeniden kullanıma açılamayacağının veya kullanımlarının değiştirilemeyeceğinin hükme bağlandığı, 2863 sayılı Kanunun 6498 ve 6745 sayılı Kanunlar ile değişik “Cezalar” başlıklı 65/1. maddesinde ise, “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu Kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranlar, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır” düzenlemesine yer verildiği;
Yukarıda sıralanan kanun maddelerine göre, izinsiz müdahale ve kullanma yasağının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında söz konusu olduğu, 2863 sayılı Kanunun ceza hükmü içeren 65. maddesinde de “tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanları” na yapılacak izinsiz inşai ve fiziki müdahaleler nedeniyle cezalandırma öngörüldüğü, suç tanımında, izinsiz inşai ve fiziki müdahalenin “etkileşim - geçiş sahası” içerisinde yapılması durumu için düzenlenen bir cezai yaptırım bulunmadığı, somut olayda, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporlarına ve eklerindeki krokilere göre, üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın, Arykanda Antik Kenti 1. derece arkeolojik sit alanı dışında, ancak, alanın etkileşim - geçiş sahası içerisinde kaldığı, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 20/10/2010 tarih ve 4527 sayılı kararında, Arykanda 1. derece arkeolojik sit alanı ve etkileme geçiş alanında Koruma Yüksek Kurulu ilke kararlarının geçerli olduğu belirtilmiş ise de, sit alanının etkileşim - geçiş sahasının Koruma Bölge Kurulunun yetki ve sorumluluk alanı dahilinde bulunmasının, bu sahadaki izinsiz inşai ve fiziki müdahalelere 2863 sayılı Kanun"da öngörülen cezai yaptırımların uygulanmasını gerektirmediği, zira, 5237 sayılı TCK"nın 2. maddesinde “Suçta ve cezada kanunilik ilkesi” nin, “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz. Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz” şeklinde düzenlendiği, dolayısıyla, sit alanlarının etkileşim - geçiş sahaları içerisinde gerçekleştirilen izinsiz inşai ve fiziki müdahaleler, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde suç olarak tanımlanmadığından, sanıkların eylemlerinin anılan Kanun kapsamında değil, “imar kirliliğine neden olma” suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 184/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi kanuna aykırı,
Kabule göre de;
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilerek uygulanmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.