Esas No: 2019/5039
Karar No: 2022/810
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/5039 Esas 2022/810 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2019/5039 E. , 2022/810 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
A) Katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Katılan vekilinin yokluğunda verilip usulüne uygun olarak 02/02/2015 tarihinde tebliğ olunan hükmün, katılan vekili tarafından 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 07/04/2015 havale tarihli dilekçe ile temyiz edildiği anlaşılmakla; temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B) Sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ..., sanık ... ve sanıklar ... ile ... müdafisinin temyizlerinin incelenmesine gelince;
1) Sanıklardan ... ve ...’in, sahte olduğu iddia edilen senetleri sanık ...’a düzenleterek borçlarından dolayı katılan şirkete verdikleri iddiasıyla haklarında açılan kamu davasında; sanık ...’in savunmalarında, ...’ın kendisini arayarak katılan şirkete olan borçlarından dolayı kendi adına senet düzenleyerek vereceğini söylediğini ve kendisinin de onaylaması üzerine senetlerin katılan şirkete verildiğini, senetlerden iki tanesinin ödendiğini, geri kalan senetlerin ödenemediğini ve icra takipleri başladığından ...’ın şikayetçi olduğunu, ayrıca şirket işleri ile kendisinin ilgilendiğini, sanık ...’ın kendisine vekaletname verdiğini, onun şirket işleri ile bir ilgisinin olmadığını beyan ettiği, sanık ...’ın savunmalarında; bu senetlerin düzenlenmesini sanıklar ... ve ...’in istediğini, kendisinin de düzenleyerek imza atmadan muhasebeciye verdiğini, sonra senetlerle ilgili olarak ne işlem yapıldığını bilmediğini beyan ettiği, sanık ...’ın da şirket işleri ile kendisinin ilgilenmediğini, sanık ...’e vekaletname verdiğini savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/1992 tarihli ve 80/98, 19/04/2005 tarihli ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği; bu nedenle sanık ...’ın tekrar beyanına başvurularak söz konusu senetleri düzenlerken ...’ın senetlerin düzenlendiğinden haberdar olup olmadığının sorulması, daha önce ... adına düzenlenen ve ödenen kıymetli evrak olup olmadığının sanıklardan sorulmak suretiyle ilgili bankalar ve icra daireleri nezdinde araştırılması; başka belgelerin de verildiğinin tespit edilmesi halinde, bunlarla ilgili olarak yapılan yargılamalar ya da icra takiplerinde imzaya itiraz edilip edilmediğinin, ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, sanık ...’ın söz konusu senetlerin düzenlenmesinde bir menfaati olmadığı göz önüne alındığında suç işleme kastının bulunup bulunmadığı da tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile mahkumiyet kararları verilmesi,
2) Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK'nin 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağının bulunmaması karşısında; TCK'nin 43. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti yönünden, suça konu belgelerin katılan şirkete aynı anda veya farklı tarihlerde verilip verilmediğinin araştırılması ile denetime olanak verecek biçimde suç tarihlerinin tespit edilmesi, sonucuna göre farklı tarihlerde verildiğinin tespiti halinde sanık hakkında TCK’nin 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği, aynı anda verildiğinin tespiti halinde ise tek bir belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiği ve birden çok sahte belgenin düzenlenmesi ile kullanılması olgusunun TCK'nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında dikkate alınabileceği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu hükümler kurulması,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ile sanıklar ... ve ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.