Esas No: 2019/2705
Karar No: 2022/720
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/2705 Esas 2022/720 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin 2008 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan mahkum edilmesine ilişkin davalarda, temyiz başvurularını inceledi. 2008 yılı suçlamasına yönelik temyizde, dava zamanaşımının gerçekleştiğine karar verilerek davaların düşmesine karar verildi. Ancak 2010 yılı suçlamasına yönelik temyizde, mahkeme yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu belirterek davanın yeniden görülmesi gerektiğine karar verdi. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararına göre uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri olarak ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e ve 67/4, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nin 321. ve 322. maddeleri yer aldı.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
A) 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve katılan vekilinin temyizlerinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, 25/10/2008 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve katılan vekilinin temyizlerinin incelenmesinde;
Sanık hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, suça konu faturaların tarım ürünleri ile ilgili olduğunu, iş yerinin ise orman ürünleri ve inşaat malzemeleri ile alakalı olduğunu, bu faturaları kendisinin düzenlemediğini, imzaların da kendisine ait olmadığını beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1)Suça konu faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; sanığın temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2)Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
4)Kabule göre de;
a)Sanık hakkında mahkûmiyet hükümleri kurulmasına rağmen, katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.