Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2017/245
Karar No: 2018/650

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/245 Esas 2018/650 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2017/245 E.  ,  2018/650 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 512-101

    Sanık ...’nın nitelikli cinsel saldırı ve nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından beraatine ilişkin Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.04.2010 tarihli ve 585-89 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yüksek 14. Ceza Dairesince 30.10.2013 tarih ve 22362-10728 sayı ile;
    "Sanıkla arasında dosyaya yansıyan herhangi bir husumet bulunmayan mağdurenin anlatımları, sanığın aşamalardaki çelişkili savunmaları ile İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 15.05.2008 günlü, 486 sayılı raporu nazara alındığında suç tarihinden önce yandaki eve kiracı olarak yerleşen ve ...... isimli kişiyle gayri resmî birlikte yaşayan mağdureden birikmiş elektrik, kira parasını ara ara isteyen sanığın, olay gecesi geç saatte alkollü halde mağdurenin o anda yalnız kaldığı eve rızası dışında girip hoşlandığını beyan ettiği ve mağdureye saldırarak zorla vajinal yoldan organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, müsnet suçlardan mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle beraatine hükmedilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 18.03.2014 tarih ve 512-101 sayı ile;
    "Bir erkekle gayrı resmi birlikte yaşayan müştekinin olayın oluşuna yönelik çelişkili beyanları, olay anında yardım isteme imkanı varken buna yanaşmadığı gibi kendisini korumaya yönelik hiçbir mukavemet göstermediğini ortaya koyan adli raporlar, müştekinin evine sanığın zorla girdiğine ilişkin hiçbir delil ve tespitin bulunmayışı, olay sonrası bu olayı yakınlarına, komşularına ya da emniyete derhal bildirip yardım istemek yerine sabahı bekleyerek önce hastaneye giden daha sonra emniyete giden müştekinin samimiyetsiz davranışları ile tüm dosya kapsamından sanığın müştekinin evine zorla girdiğine ve zorla tecavüz ettiğine dair mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, cinsel ilişkinin rızaya dayalı olduğunun kabulü gerektiği, mağdurenin yaşı dikkate alındığında bu durumda müsnet suçların yasal unsurlarıyla oluşmadığı kabul edilmiştir" şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
    Bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2016 tarihli ve 152123 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 902-1726 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 06.03.2017 tarih ve 377-1187 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı ve nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle;
    1- Sanığa atılı nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçunun dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin,
    2- Sanığın, atılı nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından istinabe suretiyle sorgusunun yapılıp yapılamayacağının,
    Değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanık hakkında 15.02.2008 tarihinde gerçekleştirdiği iddia edilen eylemlerle ilgili olarak Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 11.11.2008 tarihli iddianamesi ile nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, sanığın sorgusunun 15.04.2009 tarihinde yapıldığı, yapılan yargılama neticesinde atılı suçlardan beraatine karar verildiği, hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesince 30.10.2013 tarih ve 22362-10728 sayı ile atılı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükümlerin bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılamada sanığın savunmasının Sivas Asliye Ceza Mahkemesince istinabe yoluyla alındığı ve yerel mahkemece direnilerek ilk hükümler gibi sanığın atılı suçlardan beraatine karar verildiği,
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da nitelikli konut dokunulmazlığın ihlali suçunun yaptırımının 1 yıldan 3 yıla kadar, nitelikli cinsel saldırı suçunun yaptırımının ise 7 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası olarak öngörüldüğü,
    Anlaşılmaktadır.
    Ön sorunlara ilişkin uyuşmazlık konularının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
    1- Sanığa atılı nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçunun dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği;
    TCK"nın 66. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un 67. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kesen bir nedenin varlığı halinde zamanaşımı süresi, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik arzeden birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi halinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanığa yüklenen, "nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali" suçunun yaptırımı, TCK’nın 116. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olup TCK"nın 66. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca suçun asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
    Daha ağır başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 15.02.2008 tarihinde gerçekleştirilen eylemle ilgili olarak, zamanaşımını kesen en son işlem 15.04.2009 tarihli sanığın sorgusu olup anılan tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran hiçbir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK"nın 66. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki sekiz yıllık zamanaşımı süresinin Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 15.04.2017 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkemenin direnme kararına konu nitelikli konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan verilen beraat hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında nitelikli konut dokunulmazlığının ihlâli suçundan açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 66. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
    2- Sanığın, atılı nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından istinabe suretiyle sorgusunun yapılıp yapılamayacağı;
    5271 sayılı CMK"nın 196. maddesinin birinci fıkrasında; "Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir",
    Aynı maddenin ikinci fıkrasının ilk cümlesinde de; "Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere istinabe suretiyle sorguya çekilebilir" hükümlerine yer verilmiştir.
    Anılan maddenin birinci fıkrasında, mahkemece sorgusu yapılmış olmak koşuluyla sanığın, kendisi veya bu hususta yetki verdiği hallerde müdafiinin istemi ile duruşmada hazır bulunmaktan vareste tutulabileceği, ikinci fıkrasında ise; alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçtan yargılanan sanığın sorgusunun mutlaka esas mahkemesince yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
    Bu düzenlemeye göre, alt sınırı beş yıldan az hapis cezasını gerektiren bir suçtan yargılanan sanığa sorgusundan önce ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulacak ve talimat mahkemesi önünde savunma yapmayı kabul etmesi hâlinde istinabe suretiyle sorguya çekilebilecektir. Alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda ise; sanığın sorgusunun mutlaka yargılamayı yapan mahkemesince gerçekleştirilmesi zorunlu kılınmıştır.
    Sorgusundan önce sanığa, ifadesini yargılamayı yapan mahkeme huzurunda vermek isteyip istemediğinin sorulmaması veya sorulması üzerine duruşmadan bağışık tutulmak istemediğini belirtmesi ya da yargılamaya konu suçun cezasının alt sınırının beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektirmesine karşın, istinabe yoluyla alınan ifadesiyle yetinilmesi savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracağından, mutlak bir bozma nedenidir.
    Tarafı bulunduğumuz ve onaylamakla iç hukuk mevzuatına dâhil ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin "Adil Yargılanma Hakkı" başlıklı altıncı maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde de, sanığın en azından kendi kendisini savunma hakkı bulunduğu belirtilmekle, mahkeme huzurunda doğrudan savunma yapabilmesi için duruşmada hazır bulunma hakkının varlığı zımnen kabul edilmiştir. Sanığın duruşmada hazır bulunabilmesi, bir yükümlülük olmakla birlikte, öncelikle kendisi açısından bir hak olup, adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birini oluşturmaktadır.
    Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 102. maddesinin ikinci fıkrasında; “cinsel saldırı suçunun vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı” öngörülmüş olup; alt sınırı yedi yıl hapis cezasını gerektiren nitelikli cinsel saldırı suçundan hakkında kamu davası açılmış bulunan sanığın sorgusunun, Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince bizzat yapılmayarak istinabe yoluyla alınması, 5271 sayılı CMK"nın alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı sanığın sorgusunun mutlaka yargılamayı yapan mahkemece yapılması zorunluluğunu düzenleyen emredici nitelikteki 196. maddenin ikinci fıkrasına aykırı olduğundan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu nitelikli cinsel saldırı suçundan verilen beraat hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkemenin nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçu bakımından verilen direnme kararına konu hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine, nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından verilen direnme kararına konu hükmünün ise alt sınırı beş yıl hapis cezasını gerektiren suçtan yargılanan sanığın sorgusunun istinabe yoluyla yapılamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.03.2014 tarihli ve 512-101 sayılı;
    1- Nitelikli konut dokunulmazlığının ihlali suçu bakımından verilen direnme kararına konu hükmünün sanığa atılı suç için öngörülen dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
    Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ve 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca DÜŞMESİNE,
    2- Nitelikli cinsel saldırı suçu bakımından verilen direnme kararına konu hükmünün, alt sınırı beş yıl hapis cezasını gerektiren suçtan yargılanan sanığın sorgusunun istinabe yoluyla yapılamayacağının gözetilmemesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.12.2018 tarihinde yapılan müzakerede ön sorunlara ilişkin her iki uyuşmazlık yönünden oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi