Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/2053 Esas 2010/2807 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2053
Karar No: 2010/2807
Karar Tarihi: 16.03.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/2053 Esas 2010/2807 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/2053 E.  ,  2010/2807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.06.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve meydana gelen zararın tahsili istemleriyle açılmıştır.
    Davalı, davacının yol olan taşınmazı kapattığını, kendisinin muhtar olduğunu, yolu eski hale getirmek amacıyla işlem yaptığını, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bilirkişinin 06.04.2009 tarihli rapor eki krokisinde taşınmazın B ve D harfleri ile gösterilen bölümüne davalının elatmasının önlenmesine, 270.00 liradan ibaret zararın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hüküm kurulmuştur.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Gerçekten, dava tarihinden önce davacı tarafından delil tespiti suretiyle zarar miktarı bilirkişiye tayin ettirilmiş, bunun 270.00 TL olduğu saptanmıştır. Bilirkişi raporu davalıya gönderilmiş, delil tespiti dosyasında rapora itiraz edilmemiştir. Ne var ki; davaya cevap dilekçesinde bilirkişi raporu davalı tarafından kabul edilmemiş, bu nedenle mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi 20.11.2008 tarihli raporunda zarar miktarını 150.00 TL olarak hesaplamıştır. Davalının delil tespiti suretiyle alınan bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olması bilirkişi raporunu kesinleştirmez. Açılan davada önceden alınan rapora itiraz edildiğine ve yeniden yapılan inceleme sonucu zarar 150.00 TL olarak saptandığına göre bu miktarın hüküm altına alınması yerine raporun kesinleştiğinden söz edilerek daha fazla bedelin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.
    Öte yandan, 22.03.1976 tarihli ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında davanın açılmasından önce HUMK"nun 368-374 maddeleri uyarınca yapılan delillerin tespitine ilişkin giderlerin aynı kanunun 413-426 maddelerinde yer alan yargılama giderlerinden sayılacağı ve bu tür giderlerin davanın müddeabihine ilave edilemeyeceği ilkesi kabul edildiği halde delil tespitine ilişkin giderlerin müddeabihe dahil edilerek hüküm kurulması da yerinde değildir.
    Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün (2). bent uyarınca BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 16.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.