Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/14520
Karar No: 2022/346
Karar Tarihi: 13.01.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/14520 Esas 2022/346 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Uyuşturucu madde ticareti suçundan hükümlü olan bir kişinin yasaklı hakların geri verilmesi talebinde bulunduğu, ancak mahkeme tarafından bu talebin reddedildiği ve dosyanın kanun yararına bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği belirtiliyor. Kanun yararına bozma isteminde, mahkumiyet kaydının arşive alınmasına rağmen sanığın yasaklanmış haklarının geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve bu durumda cezanın infazının tamamlanmasını takiben üç yıllık sürede yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü kanaatinin oluşması halinde yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği ifade ediliyor. Kararda, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 13/A maddesi de detaylı bir şekilde değerlendirilerek açıklanıyor. Kanuna göre, Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belirli suçlar ve cezalar için yasaklanmış haklar öngördüğü durumlarda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebiliyor. Ancak bu için cezanın infazının tamamlanmasını takiben üç yıllık sürenin geçmiş olması, kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede kanaat oluşması gerekiyor.
10. Ceza Dairesi         2021/14520 E.  ,  2022/346 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan hükümlü ... hakkındaki Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2016 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/06/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanık hakkında, 10/11/2009 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminden dolayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2010 tarihli ve 2010/46 esas sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    2- Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2010 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08/12/2011 tarihli ve 2011/8860 esas, 2011/58313 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilerek 08/12/2011 tarihinde kesinleştiği,
    3- Hükümlünün Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesine 12/10/2016 tarihinde dilekçe vererek memnu hakların iadesini talep ettiği, Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 19/12/2016 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı ek kararı ile “5237 sayılı TCK'nın 53/2. maddesi uyarınca infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğu ve hükümlü hakkındaki hapis cezası tamamen infaz edildiğinden, mahkum olduğu uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçu nedeniyle hükümlünün herhangi bir hak yoksunluğunun bulunmadığına, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile getirilen hak yoksunluğunun hapis cezasının infaz edilmesiyle kendiliğinden ortadan kalktığına” karar verildiği,
    4- Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis ve 2.000,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/11/2010 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı kararının, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 08/12/2011 tarihli ve 2011/8860 esas, 2011/58313 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlünün yasaklanmış hakların iadesi talebinde bulunması üzerine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesi uyarınca infazın tamamlanmasıyla sınırlı olduğu ve hükümlü hakkındaki hapis cezası tamamı infaz edildiğinden bahisle yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine ilişkin Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2016 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan almış olduğu mahkumiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 9 ve 10. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu ve aynı Kanun'un 6290 sayılı Kanun ile değişik 12. maddesi gereğince arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren yasaklanmış hakların geri verildiği tarihe göre arşivden silinme süresi hesaplanacağı, somut olayda her ne kadar Mahkemesince memnu haklarının bulunmadığına karar verilmiş ise de; sanığın mahkumiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve hakkındaki adlî sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2016 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı ek kararının bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Yapılan incelemede;
    5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ''5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
    a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
    b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.'' şeklindeki düzenleme dikkate alındığında,
    Somut olayda; sanığın “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan almış olduğu mahkûmiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 9 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu, sanığın mahkûm olduğu 6 yıl 8 ay hapis cezasının 04/10/2016 tarihinde infaz edildiği, memnu hakların iadesi talebi hakkında kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine ilişkin kararın verildiği 19/12/2016 tarihinde 3 yıllık sürenin henüz dolmadığı, her ne kadar Mahkemesince verilen kararda hak yoksunluğunun bulunmadığı ve hapis cezasının infaz edilmiş olması gerekçesiyle kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve hakkındaki adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede, cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olması ve sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği, mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık süre geçmemiş olduğundan mahkemece,talebin bu nedenle reddine
    karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar :
    Açıklanan nedenlerle;
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/12/2016 tarihli ve 2010/24 esas, 2010/468 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    13/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi