17. Hukuk Dairesi 2015/360 E. , 2017/6684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu otobüste yolcu olarak bulunan davacının iniş yaptığı esnada aracın aniden hareket etmesi nedeniyle, davacının düşüp yaralandığını ve malul kaldığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 57.500,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, hareket halindeki araçtan inmeye çalışan davacının kendi kusuruyla yaralandığını, davacının kaza nedeniyle uğradığı maluliyet olup olmadığının heyet raporuyla saptanması gerektiğini, sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 57.500,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte
yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak ... Devlet Hastanesi"nden alınan 02.04.2013 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu raporunda, davacının % 10 oranında vücut fonksiyon kaybı olduğu belirlenmiştir. Yargılama sırasında mahkeme tarafından, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"ndan alınan 23.05.2014 tarihli raporda ise, davacının %32,3 oranında işgücü kaybı olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda da davacının %32,3 oranında çalışma gücü kaybı olduğu kabul edilerek maddi tazminat hesabı yapılmıştır.
Davacının kendisinin aldığı ... Devlet Hastanesi raporunda, kazadaki yaralanma ile ilgisi bulunmayan dalağın çıkartılması nedeniyle davacıya %10 maluliyet belirlemesi yapılmış, davacının nörolojik ve psikiyatrik muayene sonuçlarının normal olduğu belirtilmiş olup; davaya konu kazadaki kafa travması nedeniyle herhangi bir maluliyet tespiti yapılmamıştır. Oysa, mahkeme tarafından alınan ... Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda ise, davacının nörolojik muayene sonuçlarına göre, hafif evre frontal demans arazı nedeniyle %32,3 maluliyeti bulunduğu bildirilmiştir. Bu itibarla, birbirine çok yakın tarihlerde alınan iki rapor arasında fahiş bir çelişki bulunduğu aşikardır. Bu çelişki giderilmeden, istem hakkında karar verilmesi ise, Dairemizin yerleşik içtihatlarına aykırıdır (aynı yönde YHGK"nun 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 Esas ve 2015/1661 Karar sayılı ilamı).
Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili eksik kalan tedavi belgeleri mevcutsa bunların getirtilmesinden sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü esas alınarak, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.