4. Ceza Dairesi 2013/35025 E. , 2014/5650 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret ve yaralamaya teşebbüs suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.09.2007 tarih ve 2007/55 esas, 2007/421 karar sayılı hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 22/05/2013 gün ve 2012/1365 esas, 2013/15618 sayılı kararıyla;
" Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ..."un tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE," karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/11/2013 gün ve 2008/5865 sayılı yazısı ile;
“ Dosyanın incelenmesinde Yüksek 4. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının yerinde olmadığı görülmüştür. Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında da vurgulandığı üzere, gerek mahkûmiyete ek, gerekse bağımsız olarak hükmedilen güvenlik tedbirleri, kesin nitelikteki hükümlere de her yönüyle temyiz edilebilirlik niteliği kazandıracaktır. Sanık hakkında uygulanan tekerrür konusu, 5237 sayılı TCY’nın, birinci kitabının üçüncü kısmında, “güvenlik tedbirleri” başlığını taşıyan ikinci bölümünde yer almakta olup, 58. maddede, mükerrirler hakkında, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği öngörülmüştür. Her ne kadar tekerrür hükmünün maddi ceza hukuku yanı bulunsa da bir güvenlik tedbiri olarak düzenlendiğinde de kuşku bulunmamaktadır. Somut olayda sanık hakkında hükmedilen kesin nitelikteki adli para cezalarına mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi karşısında, güvenlik tedbirine hükmedilmiş olması nedeniyle hükümlerin temyizi mümkün olup, Yüksek Dairece hükümlerin kesin nitelikte olduğunun kabulü ile temyiz isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddini gerektiren bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, Yüksek Dairece hükümlerin esastan incelenmesi gerekmektedir.
Sonuç ve istem : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22/05/2013 gün ve 2012/1365 Esas, 2013/15618 Karar sayılı, temyiz isteminin reddine ilişkin ilamının KALDIRILMASINA,
3-...... Asliye Ceza Mahkemesinin sanık ... hakkındaki 26/09/2007 gün, 2007/55 esas ve 2007/421 karar sayılı hükümlerinin, yukarıda belirtilen tebliğnamedeki düşünceye göre DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4-Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise, itirazın incelenmesi bakımından 5271 sayılı CMK"nın 308/3. maddesi uyarınca dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine,
Karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, hakaret ve yaralamaya teşebbüs suçlarından, sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz isteminin, miktar itibariyle reddine dair, Dairemizin 22.05.2013 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.11.2005 gün ve 140/143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, gerek bir mahkumiyete ek, gerekse bağımsız olarak hükmedilen güvenlik tedbirlerinin, kesin nitelikteki hükümlere de her yönüyle temyiz edilebilirlik niteliği kazandırdığı anlaşıldığından,
Dairemizce verilen 22/05/2013 gün ve 2012/1365 esas, 2013/15618 karar sayılı ret kararının KALDIRILMASINA,
.... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.09.2007 tarih ve 2007/55 esas, 2007/421 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret ve yaralamaya teşebbüs eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 108. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği gözetilmeden, seçimlik ceza olarak adli para cezasına hükmolunmasına karşın, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ...‘un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası itiraz yazısına uygun olarak, “mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına ilişkin bölümlerin karardan çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.