Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3587
Karar No: 2021/679
Karar Tarihi: 01.02.2021

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3587 Esas 2021/679 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/3587 E.  ,  2021/679 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.11.2018 tarih ve 2018/46-2018/1001 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacının hissedarı olduğu müşterek mülkiyetli taşınmazdaki hissesini satmak için davalı ile harici satış sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme gereği davalıya 100.000,00 TL bedelli teminat senedi verdiğini, satışın taşınmazdaki kısıtlılık nedeniyle gerçekleşemediğini, davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, yapılan sözleşmenin yasadaki şartları taşımayan geçersiz bir sözleşme olduğunu belirterek takibe konu senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının davacı ile yaptığı harici satış sözleşmesi gereği davacıya ait hisse bedelini ödediğini, sözleşmede, tapuda devrin gerçekleşmemesi halinde teminat verilen senedin paraya çevrileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeyen davacı hakkında icra takibi başlatıldığını savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Malatya ilinde bulunan taşınmazla ilgili olarak tarafların davacının hissesini satın alma hususunda anlaştıkları ancak hukuken geçerlilik arzetmeyen adi sözleşme yapılmak suretiyle ve sözleşmeye ek olarak teminat senedinden sayılmak üzere 100.000,00 TL bedelli senedin davacı tarafından davalıya verildiği, gayrimenkul satışının resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu, herkesin aldığını geri vermesi gerektiği, bozma öncesi kararda her ne kadar 50.000,00 TL yönünden borçlu olmadığına karar verilmiş ise de, davalı tarafın 50.000,00 TL’yi dava konusu etmediği gerekçesi ile icra dosyasına konu edilen 100.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satışına ilişkin harici sözleşmeye istinaden verilen senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
    1- 27.11.2018 tarihinde davalı vekili Av. ... tarafından vekillikten çekildiğine, müvekkilinin durumdan haberi olduğuna dair dilekçe verilmiş, akabinde 14.12.2018 tarihinde davalı vekili olarak Av. ... tarafından harcı yatırılarak vekaletname sunulmuştur. 16.12.2018 tarihinde imzalanan gerekçeli karar 24.01.2019 tarihinde davalı vekili olarak Av. ...’ya tebliğ edilmiştir. Davalı vekili Av. ... 11.03.2019 tarihli dilekçesi ile diğer vekilin vekillikten çekildiğini kendisinin de 14.12.2019 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğunu belirterek gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesini istemiştir. Gerekçeli kararın Av. ...’a tebliği ile temyiz yoluna başvurulmuş, Mahkemece, Av. ...’nın dosya karara çıktıktan sonra gerekçeli karar yazılmadan önce UYAP sisteminden 27/11/2018 tarihinde sunmuş olduğu vekillikten çekilme dilekçesinin tebliğine ilişkin masraf bulunmadığından davalı asile tebliğ edilmediği, bu itibarla Av. ...’nın vekalet görevinin devam ediyor olduğu, gerekçeli kararın da Av....’ya 24.01.2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine 14.02.2019 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine dair 02.04.2019 tarihli ek karar verilmiştir.
    Vekillikten çekilen vekilin görevinin, bu durumun asile tebliğinden itibaren 15 gün daha devam edeceğine dair düzenlemenin maksadı asili durumdan haberdar etmektir, somut olayda vekillikten çekilme dilekçesinden sonra Av. ... tarafından davalıyı temsilen vekaletname sunulduğuna göre, Av. ...’nın vekaletinin yeni vekilin kaydının yapıldığı tarihte son bulduğunun kabulü ile tebligat işlemlerinin ilgili vekile yapılması gerekirken, davalıyı temsil etmeyen vekile yapılan tebligat geçersiz olduğundan, davalı vekilinin mahkemenin 02.04.2019 tarihli ek kararına yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. (kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nce verilen 23.10.2017 tarihli bozma ilamında gayrimenkul satışlarının TMK’nın 706. maddesi uyarınca resmi şekle tabii olduğu, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz olduğu ve herkesin aldığını geri vermekle yükümlü olduğu belirtilmiş olup, uyulan bozma ilamı içeriğine göre taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinde davalı tarafından davacıya 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, karşılığında icra takibine konu 100.000,00 TL bedelli teminat senedi verildiği anlaşılmaktadır. Davacı ve davalı sözleşmede belirtilen bu hususlar dışındaki iddialarını ispatlayamamışlardır. Bu durumda mahkemece sözleşmede belirtilen 50.000,00 TL’nin davalı tarafından davacıya verildiği sabit olup bu miktara ilişkin olarak davacının borçlu bulunduğu kabul edilip 50.000,00 TL’ye ilişkin menfi tespit isteminin reddine, geriye kalan 50.000,00 TL yönünden ise borçlu olmadığının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Dairemizin 23.12.2017 tarihli bozma ilamında da bozma hususu maddi hataya dayalı olup araştırmaya yönelik olduğundan usuli kazanılmış hak oluşturmadığından, mahkemece yukarıda belirtilen şekilde 50.000,00 TL yönünden menfi tespit isteminin reddine karar verilmesi gerekirken davanın tamamına yönelik kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin 04.02.2019 tarihli ek karara yönelik temyiz talebinin kabulü ile 02.04.2019 tarihli ek kararının kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi