22. Hukuk Dairesi 2014/29437 E. , 2016/2286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ücret farkı, ikramiye farkı ile ilave tediye farkı alacaklarının ödeteilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 1. tip sözleşmeye istinaden çalıştığını, ikale ile iş sözleşmesinin sona erdiğini, davacının çalıştığı dönemde toplu iş sözleşmesi gereği ücretine yapılması gereken zamların yapılmadığı ileri sürerek, eksik ödenen ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"na göre, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin davalar iş sözleşmesinin feshinden itibaren on yıllık, yıllık izin alacağı iş sözleşmesinin feshinden itibaren beş yıllık, ücret, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacakları hakkın doğumundan itibaren 5 yıllık zamanaşımı tabidir.
Somut olayda, davacının 16.05.2013 tarihinde ek dava ile bakiye alacaklarını talep ettiği, ek dava dilekçesinin 16.07.2013 tarihli oturumda davalıya elden tebliğ edildiği, aynı oturumda davalı vekilinin zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü ancak mahkemece bu hususun nazara alınmadığı anlaşılmaktadır. Davalının, ıslaha karşı vaki zamanaşımı def"i dikkate alınarak belirlenecek alacakların hüküm altına alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetizdir.
3-4857 sayılı İş Kanunu"nun çeşitli hükümlerinde faiz konusunda düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan Kanun"un 34. maddesinde, gününde ödemeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı hükmü bulunmaktadır. Maddede sözü edilen ücret geniş anlamda ücret olup, çalışma karşılığı ücretler, ikramiye, pirim, jestiyon ve benzeri ödemelerin yanı sıra, çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretleri de bu kapsama dahildir. İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de aynı faiz oranı uygulanmalıdır.
Ücretin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanması halinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 53/2. maddesi uyarınca, uygulanması gereken faiz en yüksek işletme kredisi faizi olmalıdır.
Somut olayda, davacının fark ücret alacaklarının hüküm altına alınmasına ve alacakların toplu iş sözleşmesinden kaynaklanmadığının anlaşılmasına göre, mahkemece, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde en yüksek işletme kredisi faizi yürütülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.