Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15312
Karar No: 2013/14308
Karar Tarihi: 16.09.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/15312 Esas 2013/14308 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/15312 E.  ,  2013/14308 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ....tarafından, davalı .... aleyhine 21/06/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/07/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalı şirket tarafından çıkarılan ...Gazetesi"nin 21.07.2009 ve 24/07/2009 tarihli sayılarında, diğer davalı tarafından kaleme alınan "...."a soru: O “direnişçi” bürokrat ... muydu?” ve “O “direnişçi” bürokrat ......Şimdi ne olacak?” başlıklı köşe yazılarıyla, kendisine yönelik ağır isnat ve suçlamalarda bulunulduğunu, yazılarda kullanılan ifadelerle şüpheli bir ortam yaratılarak kişiliğinin ve geçmişinin hedef alındığını, yayının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek, davalıların manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir.
    Davalılar, yazının basın özgürlüğü çerçevesinde, haber verme sınırları içerisinde kaldığını, görünen gerçekliğe uygun bulunduğunu belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, davalılar tarafından doğruluğu kanıtlanamayan iddiaların dile getiriliş biçimi itibariyle, davacının cinayet işlemeyi teşvik eden, bu işi organize eden bir kişi olarak gösterilmesinin kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu kabul edilerek, istemin bir bölümü kabul edilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    ...

    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Kamuoyunda sabancı suikastı olarak bilinen cinayetin faili .... Ceza ve Tutukevinde röportaj yapmak için...., bu görüşmeyi dönemin .... olan davacının engellediğini belirtmesi üzerine, ilk kez o zaman bu olayla gündeme gelen davacının, bu kez .... tarafından yapılan 2009 yılı yaz kararnamesi görüşmeleri sırasında, .... tarafından hazırlanan taslak dışında, özel yetkili Hakim ve Savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi istemine yönelik farklı bir kararname teklifi sunması ile yeniden gündeme geldiği, dava konusu yazı içerikleri incelendiğinde ise; davacının, .... olduğu dönemde yaşanan olaylar ile davacının kamuoyuna yansıyan son dönemdeki eylemleri, özellikle;.... cinayetinden sorumlu oldukları belirlenen kişilerin basına yansıyan açıklamaları, ... Ceza Mahkemesi"nde görülen ve kamuoyunun bilgisi dahilinde sürekli tartışılan dava dosyasına sanık ....tarafından gönderilen mektup ve sonrasında bu dava kapsamında ifade veren ....iddiaları ile tekrar gündeme gelen ...cinayetiyle ilgili davacının genel müdürlük yaptığı dönemdeki bir takım uygulamalarının eleştiri sınırları aşılmadan gündeme getirildiği anlaşılmaktadır.
    Şu durumda, yazı güncel bir konuya ilişkin olup görünür gerçeğe uygundur. Konunun kamuoyuna yansıyış biçimi göz önünde tutulduğunda, düşünsel bağlılığın korunduğu da kabul edilmelidir. Açıklanan nedenler karşısında, çatışan yararlar dengesinin davacı aleyhine bozulmadığı ve davalılar yönünden de hukuka uygunluk nedeninin gerçekleştiği benimsenmelidir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/09/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    ...

    KARŞI OY YAZISI

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerel mahkemenin davacının kişilik haklarına saldırı oluştuğu yolundaki tespiti yerindedir. Bu aşamada hükmedilen tazminatın yerinde olup olmadığının tartışmasına girmeden daire çoğunluğunun bozma kararına katılmıyorum. 16/09/2013







    KARŞI OY YAZISI

    Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava kısmen kabul edilmiş: kararı davalılar temyiz etmişlerdir.
    Dairemizin değerli çoğunluğu tarafından, yazıda eleştiri sınırlarının aşılmadığı, güncel bir konunun görünür gerçeğe uygun olarak ve düşünsel bağlılık korunarak kaleme alındığı belirtilip, talebin tümden reddedilmesi gerektiği kabul edilmek suretiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Kamuoyunda "Sabancı suikastı" olarak bilinen cinayetin faili ....15.02.1999 tarihinde.... öldürülmesi ile ilgili olarak, dava dışı .... 20.02.1999 tarihli .... Gazetesindeki köşe yazısında, .... ve tutukevinde röportaj yapmak için ....gerekli izni aldığı halde görüşmeyi, dönemin .... olan davacının engellediğini belirtmesi üzerine, bu konu basında zaman zaman yeniden gündeme taşınmıştır.
    Davacının yukarıda belirtilen yazı için kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek .... Hukuk Mahkemesine açtığı 2000/96 esas sayılı manevi tazminat istemli dava 2000/614 karar sayılı hükümle kısmen kabul edilmiş, temyiz edilmeksizin 29.07.2001 tarihinde kesinleşmiştir.
    Ayrıca;
    Aynı konuda benzer yazılara ilişkin olarak davacının, davalılar.... aleyhine .... Hukuk Mahkemesine açtığı 2010/135 esas sayılı manevi tazminat istemli dava 2010/238 karar sayılı hükümle kısmen kabul edilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 14.02.2012 gün ve 2010/14524 esas, 2012/2039 karar sayılı ilamıyla oyçokluğu ile onanmıştır.
    Yİne davacının, davalılar .... ile . ... hakkında ... Hukuk Mahkemesine açtığı 2010/262 esas. 2011/489 karar sayılı manevi tazminat davası da kısmen kabul ile sonuçlanmış, davalıların temyizi üzerine Dairemizin 09.04.2012 gün ve 2012/3054 esas. 2012/5941 karar sayılı ilamı ile oybirliğiyle onanmıştır.
    ...

    Dava konusu yazıda da aynı konu tekrar gündeme getirilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun nedenlere ve kanıtların değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı yolundaki tespiti yerindedir. Bu aşamada, hükmedilen tazminat miktarının isabetli olup olmadığı değerlendirmesine girmeksizin Dairemiz sayın çoğunluğunun bozma kararına muhalifim. 16/09/2013






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi