Esas No: 2021/41564
Karar No: 2022/779
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/41564 Esas 2022/779 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/41564 E. , 2022/779 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 12.07.2021 tarih ve 2020/12459 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23.09.2021 tarih ve KYB-2021/94656 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1 (2 kez), 204/1, 43/1 (2 kez) ve 52/2. (2 kez) maddeleri uyarınca 2 kez 1 yıl 3 ay hapis, 2 yıl hapis ve 2 kez 120,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezalarının anılan Kanun'un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair Balıkesir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.12.2012 tarihli ve 2011/555 esas, 2012/1062 sayılı kararının "Erteli hapis cezasının aynen infazına ilişkin Balıkesir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2020 tarihli ve 2020/791 değişik iş sayılı kararının, asıl kararın kanun yararına bozulması halinde yok hükmünde olacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 02.03.2021 tarihli ve 2017/31807 esas, 2021/2272 karar sayılı ilâmında yer alan "...Sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, yapılan sahtecilikte aldatma kabiliyetinin bulunmasının zorunlu olduğu, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının da belge aslı üzerinde hakim tarafından yapılacak bir incelemeyle belirleneceği, buna göre; suça konu.... adına düzenlenmiş kimlik aslının ele geçirilememesi nedeniyle fotokopiden ibaret olan kimliğin hukuki sonuç doğurmayacağının anlaşılması karşısında resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı..BOZULMASINA.." şeklindeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, sanığın Gazi Üniversitesi ....Fakültesi Psikoloji bölümünden mezun olduğuna dair lisans diploması ile yurt dışındaki bir üniversitede mastır yaptığına dair belgeleri sahte olarak düzenleyip.... mah. ... Sokak İnal Apt. No:15 K:4 ... adresinde psikolojik danışma merkezi adı altında iş yeri açtığı ve kendisine 2011 yılı Mayıs ayında başvuran katılanlar ile bu konuda uzmanlığı bulunduğunu bildirerek görüşme yaptığı ve katılan ...'dan yaklaşık dört görüşme karşılığı 80,00 Türk lirası para aldığı, katılan ...'den ise yaklaşık onbeş görüşme karşılığı 300,00 Türk lirası para aldığı, sanığın Gazi Üniversitesi .... Fakültesi Psikoloji bölümünden mezun olmadığı ve psikolog olmadığı, sanığın katılanlara kendisini psikolog olarak tanıtarak katılanlardan görüşme karşılığı para aldığı bu şekilde hile ile katılanlar zararına kendisine yarar sağladığı, sanığın ayrıca Gazi Üniversitesi ....Fakültesi Psikoloji bölümünden mezun olduğuna dair lisans diploması ile yurt dışındaki bir üniversitede mastır yaptığına dair belgeleri sahte olarak düzenlediği, resmi belgede sahtecilik suçuna dayanak üniversite diploması ile mastır belgesinin aslının ele geçirilemediği, fotokopisinin dosya arasında bulunduğu anlaşılmakla; bu halde sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurları oluşmadığından bahisle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde,
Kabule göre de;
1)Dolandırıcılık suçu bakımından; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesinin şartlarından olan 5271 sayılı Kanun'un 230/6-c maddesinde yer alan "Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemesince somut bir zarar tespiti yapılması amacıyla katılanlardan da sorulmak suretiyle basit bir araştırma ile katılanların zararının tespit edilerek, zararın giderilmesi amacıyla sanığa makul bir süre verilmesini müteakip, oluşacak sonuca göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, katılan tarafın zararı karşılanmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde,
2)Resmi belgede sahtecilik suçu bakımından; benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 04.06.2020 tarihli ve 2017/27600 esas, 2020/4840 karar sayılı ilamında da, "...Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dâhil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu; somut olayda da, sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı herhangi bir somut zarar doğmadığı dikkate alındığında, sabıkası olmayan ve tekrar suç işlemeyeceğine kanaat getirilerek cezası ertelenen sanık hakkında dosya kapsamı ile örtüşmeyen gerekçeyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,...BOZULMASINA..." şeklinde belirtildiği üzere, resmi belgede sahtecilik suçunun zarar suçu olmadığı, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu; somut olayda resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulurken, katılanın suçun işlenmesi ile oluşmuş somut bir zararından söz edilemeyeceği gözetilmeden suç tarihi itibariyle sabıka kaydı bulunmayan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının katılan tarafın zararı karşılanmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Sanığın sahte üniversite diploması kullanarak psikolojik danışmanlık merkezi açtığı ve sözde psikolog gibi müşterilerle görüşerek ücret aldığı olayda; eylemin, TCK'nın 158/1-d maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçuna uyduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı bulunduğundan, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.