20. Ceza Dairesi 2018/4234 E. , 2019/1376 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan şüpheli ... hakkındaki,İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 22/12/2017 tarihli 2017/1511 Değişik iş sayılı kararı ile verilen itirazın kabulüne ilişkin kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30/04/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/11/2016 tarihli ve 2016/88022 soruşturma, 2016/2892 sayılı karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca “kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süreyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verildiği,
2-Tedbir kararının infazı sırasında İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 01/11/2017 tarihli ve 2017/20532 İİDK sayılı kararı ile; hükümlünün yapılan uyarıya rağmen yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle hakkındaki dosyanın kapatılmasına karar verildiği, hükümlünün bu karara karşı itiraz yoluna gittiği, savcılık tarafından itirazın değerlendirilmesi için dosyanın İstanbul Anadolu 2.İnfaz Hakimliğine gönderildiği,
3- İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hakimliğinin 23/11/2017 tarihli, 2017/4858 esas ve 2017/4867 karar sayılı kararı ile, şüphelinin mazeretinin geçerli bir mazeret olmadığı,müdürlüğün kapatma kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,
4- Hükümlünün İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hakimliğinin red kararına itiraz ettiği, itirazı inceleyen İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, kanun yararına bozma istemine konu 22/12/2017 tarihli ve 2017/1511 Değişik iş sayılı kararıyla; itirazın kabulüne ve İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hakimliğinin 23/11/2017 tarihli, 2017/4858 esas ve 2017/4867 sayılı kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında:
“Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine, erteleme süresi içinde 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/11/2016 tarihli ve 2016/88022 soruşturma, 2016/2892 sayılı kararını müteakip, şüphelinin denetim planında yer alan yükümlülüklerini yerine
getirmemekte ısrar ettiği gerekçesiyle hakkındaki dosyanın kapatılmasına ilişkin İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 01/11/2017 tarihli ve 2017/20532 İİDK sayılı kararına karşı hükümlünün yaptığı itirazın reddine dair İstanbul Anadolu 2. İnfaz Hakimliğinin 22/11/2017 tarihli ve 2017/4858 esas, 2017/4867 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2017 tarihli ve 2017/1511 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu"nun 18/1. maddesinde yer alan, “Müdürlükler ile koruma kurullarının idari nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunulabilir.”, 05/03/2013 tarihli ve 28578 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan Denetim Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 48. maddesinde yer alan, “1) Yükümlüler ile kanuni temsilcileri, infaz hizmetlerinin yürütülmesi sırasında müdürlükçe hazırlanan denetim planları ve raporları ile müdürlükçe yapılan uyarılar gibi işlem ve eylemlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle müdürlüğe itirazda ya da infaz hâkimliğine şikâyette bulunabilirler.” ile aynı Yönetmeliğin 72/8. maddesindeki “Sanık veya hükümlünün beş iş günü içerisinde ilgili kuruma tedavi için müracaat etmediğinin veya belirlenen tedavi programına uymadığının bildirilmesi ya da rehberlik çalışmalarına katılmaması halinde sanık veya hükümlü bu Yönetmeliğin 44 üncü maddesine göre uyarılır. Uyarılara ilişkin tebligatta ihlal durumunun tekrarı halinde bunun yükümlülüğün ihlali sayılacağı ve dosyanın kapatılarak mahkemesine gönderileceği sanık veya hükümlüye bildirilir.” şeklindeki düzenlemelere nazaran, denetimli serbestlik müdürlüğünce ihlâl nedeniyle şüphelinin dosyasının kapatılarak mahkemesine iade işleminin idari nitelikte bir işlem olmadığı, dolayısıyla İnfaz Hakimliğinin karar verme yetkisi bulunmadığı, infaz kaydının kapatılması işlemi aleyhine de şüpheli tarafından itiraz edilebileceği, zira şüphelinin yasal mazereti bulunup bulunmadığının mahkemece denetlenmesi gerektiği, ancak görevli mahkemenin soruşturma aşamasında genel görevli olan sulh ceza hâkimliği olduğu gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2017 tarihli ve 2017/1511 değişik iş sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C)Konunun Değerlendirilmesi:
Yapılan incelemede;
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanun"un 18/1. maddesindeki "Müdürlükler ile koruma kurullarının idarî nitelikteki eylem ve işlemlerine karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunulabilir" hükmü ile Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin 48/1. maddesinde "Yükümlüler ile kanuni temsilcileri, infaz hizmetlerinin yürütülmesi sırasında müdürlükçe hazırlanan denetim planları ve raporları ile müdürlükçe yapılan uyarılar gibi işlem ve eylemlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle müdürlüğe itirazda ya da infaz hâkimliğine şikâyette bulunabilirler." hükmü birlikte değerlendirildiğinde infaz hakimliğine sadece Müdürlükler ile koruma kurullarının idarî nitelikteki işlemlerine karşı yapılan itirazların infaz hakimliği tarafından değerlendirileceğinin hükme bağlandığı, TCK 191. maddesi uyarınca verilen denetimli serbestlik tedbirinin ihlali halinde dosyanın kapatılarak gönderilmesi kararının adli nitelikte bir işlem olduğu, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği"nin 72/8. maddesindeki "Sanık veya hükümlünün beş iş günü içerisinde ilgili kuruma tedavi için müracaat etmediğinin veya belirlenen tedavi programına uymadığının bildirilmesi ya da rehberlik çalışmalarına katılmaması halinde sanık veya hükümlü bu Yönetmeliğin 44. maddesine göre uyarılır. Uyarılara ilişkin tebligatta ihlal durumunun tekrarı halinde bunun yükümlülüğün ihlali sayılacağı ve dosyanın kapatılarak mahkemesine gönderileceği sanık veya hükümlüye bildirilir." ve 6545 sayılı kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesinin 4 (a)
fıkrasındaki "Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükümleri dikkate alındığında Cumhuriyet Başsavcılığı"nca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedbir kararının infazı sırasında infaz dosyasının kapatılarak gönderilmesi işlemine karşı yapılacak itirazların, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değerlendirilmesi gerektiği, kapatma işlemlerine karşı yapılacak itirazlarda infaz ve sulh ceza hakimliklerinin görevli olmadığı anlaşılmaktadır.
D)Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve tedbir kararının infazı sırasında infaz dosyasının kapatılarak gönderilmesi işlemine karşı yapılacak itirazların, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından değerlendirilmesi gerektiği, kapatma işlemlerine karşı yapılacak itirazlarda infaz ve sulh ceza hakimliklerinin görevli olmadığı anlaşıldığından İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/12/2017 tarihli ve 2017/1511 değişik iş sayılı kararının değişik gerekçe ile 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.