2. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/25824 Karar No: 2014/619
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/25824 Esas 2014/619 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2013/25824 E. , 2014/619 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Siirt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :2.2.2012 NUMARASI :Esas no:2010/422 Karar no:2012/395
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 194. maddesi aile konutu üzerinde hak sahibi eşin konutla ilgili tasarruflarının geçerliliğini diğer eşin açık rızasına bağlamış, rızaya ilişkin beyanın şeklini göstermemiştir. Rızanın mutlaka resmi şekilde (tapu memuru veya noterde) verilmesi gerektiğine ilişkin bir hüküm yasada yoktur. Kaynak İsviçre öğretisinde rızaya ilişkin beyanın sözlü veya yazılı verilebileceği gibi, işlemin ne olduğu somut olarak belirtilmiş olması şartıyla işlemden önce, işlem sırasında veya işlemden sonra (yapılmış işleme onay verme şeklinde) verilebileceği kabul edilmektedir. Sözlü beyanın ispatta kolaylık sağlamak bakımından tutanağa geçirilmesi kuşkusuz uygun olur. Rıza beyanının geçerliliğinin, tasarruf işleminin tabi olduğu şekle bağlanması veya geçerlilik için onay belgesindeki imzanın noterce tasdik edilmiş olmasının aranması, yasada olmayan bir unsuru yasaya dahil etmek anlamına gelir. İpotek tesisine ilişkin işlemden önce tapu kütüğünde konutun “aile konutu” olduğunu gösteren bir şerh mevcut olmadığına göre işlemi gerçekleştiren tapu sicil memurunun işlemi yapmaya yetkili olan hak sahibinden, eşinin işleme yazılı izninin istemesi de Tapu Sicil Tüzüğüne göre mümkün değildir. İşleme onay verildiğine ilişkin belgenin onay verenin kimliği görülerek resmi memur huzurunda alınması gerektiğine ilişkin de bir düzenleme bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, davalı banka, konut üzerinde hak sahibi olan kocaya ipotek tesisine eşinin onay vermesi gerektiğini bildirmiş, hak sahibi olan koca da eşinin imzasını taşıyan muvafakatnameyi bankaya vermiştir. Muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de; bu sahteliğin davalı koca veya banka yetkilisi tarafından ortaklaşa yapıldığına veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğine ilişkin d herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı bunun böyle olduğuna ilişkin bir delil getirmemiştir. Bu durumda banka iyi niyetlidir. Tapu kütüğünde konutun “aile konutu” olduğuna ilişkin bir şerh de olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince bankanın kazanımı korunmalıdır. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.16.01.2014 (Prş.) KARŞI OY YAZISI Malik olmayan eşin açık rızası alınmadan yapılan işlem kesin hükümsüzdür. Farklı düşünüyorum. KARŞI OY YAZISI Davalı bankanın, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bildiği, bu sebeple konut üzerinde hak sahibi olan kocaya, ipotek tesisine eşinin onay vermesi gerektiğini bildirdiğine göre; bankanın basiretli bir tacir gibi davranarak davacının kimlik tespiti suretiyle huzurda veya noter onaylı olurunu alması gerekmektedir. Bu işlemi yapmayan bankanın iyiniyetinden söz edilemez. Hükmün onanması gerektiği düşüncesindeyim.