17. Hukuk Dairesi 2015/9348 E. , 2017/6667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 22/09/2010 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu zorunlu trafik sigortası bulunmayan motosikletin karıştığı çift taraflı kaza sonucunda davacının genel beden gücü kaybına uğradığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 26/12/2014 tarihli dilekçesi ile dava değerini 175.000 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması grerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 175.000 TL ağır bedensel zarar nedeniyle maddi tazminatın dava tarihi olan 26/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan daimi işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/1’de özel olarak hükme bağlanmıştır (6098 sayılı TBK m. 54). Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Cismani zarar nedeniyle uğranılan mevcut ve gelecekteki zararın karşılığı olan tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zarar görenin kazadan önce elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder.
Davacının dosya içinde mevcut kaza tarihindeki ... kaydında geliri asgari ücret olarak görünmektedir. Bundan başka davacı tarafından sunulan gelirine dair bir belgeye rastlanmamış, fakat gelirinin asgari ücretten daha yüksek olduğu ve bu konuda tanık dinleteceği belirtilmiş olmasına rağmen tanıklarını dinletmediği görülmüştür. ... Esnaf ve Sanatkarlar Odası yazı cevabında özel bir işyerinde çalışan şoförün aylık net gelirinin 1,300,00 TL-1.500,00 TL olduğu belirtilmekle, ... İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan tahkikat tutanağı uyarınca davacı ..."in kaza tarihi öncesinde en son l,765,00 TL maaş aldığı belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda emniyet araştırmasında tespit edilen rakamın Esnaf ve Sanatkarlar Odasından bildirilen aralık dışında kaldığı ve takdiren 1.400,00 TL (asgari ücretin 2,21 katı) olarak aylık gelir elde ettiği varsayımıyla hesaplama yapılmıştır.
Bu durumda, davacının kazadan önce yaptığı iş ile bu işten elde ettiği gelirin, asgari ücretin üzerinde olduğuna dair, belgeye dayanan somut delil bulunmamasına, hizmet döküm cetvelinde gelirinin asgari ücret olarak gözükmesine, asgari
ücretin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, bu tutarın altındaki gelirin tazminat hesabında kullanılmaması ve belgeyle gelirin ispat edilemediği halde asgari ücretin esas alınmasına ilişkin yerleşik Yargıtay uygulamaları gözetilerek; davacının işgöremezlik tazminatı hesabının, asgari ücret üzerinden yapılması konusunda, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca karar verilmesi gerekirken; takdiren belirlenen gelir üzerinden hesaplama yapılan raporun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.