12. Ceza Dairesi 2017/3156 E. , 2017/10583 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Hükümler : 1-Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan dolayı TCK"nın 277/1, 53/1-2, 58/1-6. maddeleri gereğince ayrı ayrı 3 kez mahkumiyet
2-Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan dolayı TCK"nın 268/1. maddesi yollamasıyla aynı Kanun"un 267/1, 53/1-2, 58/1-6. maddeleri gereğince ayrı ayrı 2 kez mahkumiyet
Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin takdiri indirim maddesinin uygulanmamasına, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık ..."ın, kardeşi olan ve Alanya"daki bir otelde barmen olarak çalışan ..."in 27.09.2012 günü aynı otelde tatilini geçirmek için kalan Slovakya vatandaşı 15 yaşından küçük bir kız çocuğuna yönelik çocukların cinsel istismarı suçunu işlediği iddiasıyla başlatılan adli soruşturma esnasında, yargı görevi yapan Cumhuriyet savcısı ve hakim ile doktor olan bilirkişiyi hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs etmek suretiyle TCK"nın 277/1. madde ve fıkrasında düzenlenen yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Karar tarihinden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 69. maddesiyle TCK"nın 277. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “veya yapılmakta olan bir soruşturmada,” ve “şüpheli veya” ibareleri madde metninden çıkarılıp, aynı fıkranın sonuna “Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadardır.” cümlesinin eklenmesi karşısında, TCK"nın 7/2. madde ve fıkrasındaki, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
2- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu TCK"nın 268/1. madde ve fıkrasında, “İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde bu suçun iftira suçunun özel bir işleniş biçimini oluşturduğu belirtilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.06.2017 tarihli, 2015/182-2017/314 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve o kişi hakkında iftira atmışcasına soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması durumunda, bu madde hükmü uygulanacaktır. Suçun oluşması için, failin daha önce bir suç işlemiş olması veya bir suçtan aranması, kendi kimliğini vermesi halinde hakkında bu suçtan işlem yapılacak olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla bu suçun oluşması için, sanığın, başkasının kimliğini veya kimlik bilgilerini vermesi yeterli olmayıp, işlediği bir suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla gerçek bir kişinin kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir.
İncelenen dosyada, kardeşi hakkında Slovakya vatandaşı 15 yaşından küçük bir kız çocuğuna karşı çocukların cinsel istismarı suçunu işlediği iddiasıyla adli soruşturma başlatılan sanığın, kardeşine uygulanabilecek tutuklama tedbirini ve kardeşinin aleyhine toplanacak delilleri bertaraf etmek amacıyla, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı, yabancı uyruklu kız çocuğu hakkında rapor düzenleyecek olan devlet hastanesinde görevli doktor ve kardeşi ile ilgili tutuklama talebini değerlendirecek olan hakim ile telefonda görüşürken, kendisini Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcı Vekili M.G veya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Dairesi Üyesi İ.A olarak tanıtmasındaki amaç; bu kişilerin isim, ünvan ve konumunu kullanarak, hem muhatapları olan Cumhuriyet savcısı, doktor ve hakim ile kolaylıkla iletişim kurmak hem de muhataplarına yönelik telkinlerinin etkisini artırmak olup, sanık tarafından, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcı Vekili M.G"nin ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Dairesi Üyesi İ.A"nın isim ve ünvanlarının, “İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla” kullanılmadığı gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK"nın 268/1. madde ve fıkrasında tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
3- Kabul ve uygulamaya göre de:
a) Sanığın, 28.09.2012 günü, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda, kardeşi hakkındaki soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı, aynı soruşturmada bilirkişi olarak görev alan doktor ve kardeşi ile ilgili tutuklama talebini değerlendirecek olan hakim ile kendisini Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcı Vekili M.G veya Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Dairesi Üyesi İ.A olarak tanıtarak telefonda görüşüp, kardeşi olan şüpheli lehine sonuç doğuracak bir karar verilmesi veya bir işlem tesis edilmesi ya da beyanda bulunulması için, onlara telkinlerde bulunması eylemlerinin, zincirleme şekilde TCK"nın 277/1. madde ve fıkrasındaki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturduğu ve sanığın eylemlerinin başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu da oluşturduğunun kabul edilmesi karşısında TCK"nın 44/1. madde ve fıkrasında düzenlenen fikri içtima kapsamında daha ağır cezayı gerektiren yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan belirlenen temel cezada TCK"nın 277/2. madde ve fıkrasının “Birinci fıkradaki suçu oluşturan fiilin başka bir suçu da oluşturması halinde, fikri içtima hükümlerine göre verilecek ceza yarısına kadar artırılır.” hükmü uyarınca artırım yapılması gerekirken, sanığın, yargı görevi yapan Cumhuriyet savcısı ve hakim ile bilirkişiye yönelik olarak yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcı Vekili M.G"ye ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Dairesi Üyesi İ.A"ya yönelik olarak başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu ayrı ayrı işlediğine dair yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle TCK"nın 277/1. madde ve fıkrası gereğince 3 kez ve TCK"nın 268/1. madde ve fıkrası yollamasıyla aynı Kanun"un 267/1. madde ve fıkrası gereğince 2 kez cezalandırılmasına ilişkin sanık hakkında toplam 5 ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
b) Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.