11. Hukuk Dairesi 2014/4638 E. , 2015/2667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/12/2013 tarih ve 2013/312-2013/293 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/02/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asil ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %25, diğer davalılarıda toplam %75 pay sahibi olduklarını, davalı şirket ortaklarının adi ortaklık sözleşmesine aykırı davrandıklarını, çoğunluğu oluşturan davalı şirket ortaklarınca bir araya gelinerek davacının saf dışı bırakıldığını, davalı şirketin işleyişinde usulsüz işlem ve ödemeler yapıldığını, yine şirket idaresi konusunda davalı ..."ın usulsüz işlemlerle ve çoğunluk kararı ile yetkilendirildiğini, davalı şirket yönetiminin basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davalı şirketin temsil ve ilzamı bakımından yönetim boşluğu oluştuğunu ileri sürerek, TMK"nın 427/4. maddesi uyarınca davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasını, atanacak kayyıma davalı şirkete yasal yönetim oluşturulması konusunda yetki verilmesini, kayyım atanma istemi yerine görülmediği taktirde, şirket müdürünün tek başına temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılarak şirket ortaklarının tamamının birlikte hareket ile şirketi temsil ve ilzam etmek üzere yetkili ve görevli kılınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının iddia ettiği gibi şirket yönetiminde bir boşluk bulunmadığını, genel kurul toplantısı ile alınan kararların usulüne uygun olduğunu, asıl usulsüzlüğün davacı ve babasının olduğu dönemde yapıldığını, iddiaların doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, 6102 Sayılı TTK"nın 623.maddesi ile müdürlerin yönetim ve temsil yetkisinin belirlendiği, aynı yasanın 630/2.maddesinde ise her ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hak ve yetkisinin kaldırılması veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, davanın açılabilmesi için genel kuruldan talepte bulunma yolunun tüketilmesinin gerekmediği, şirket müdürünün seçilmesine ilişkin ortaklar genel kurul kararının iptal edilmesi ve .... C.Başsavcılığı"nda yürütülen soruşturmada şirket yönetcileri hakkında alınan rapor dikkate alındığında, davacının şirket yöneticilerinin yetkilerinin sınırlandırılması isteminin haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı şirkete yönetim kayyımı atanması, atanacak kayyıma davalı şirketin yasal yönetiminin oluşturulması konusunda yetki verilmesi, kayyım atanma istemi yerinde görülmediği taktirde, şirket müdürünün tek başına temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılarak şirket ortaklarının tamamının birlikte hareket ile şirketi temsil ve ilzam etmek üzere yetkili ve görevli kılınması istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile TTK"nın 623-630/2. maddeleri uyarınca şirket genel kurulu tarafından müdür - müdürler atanıncaya kadar şirketin kazandırıcı ve borçlandırıcı işlemler dahil olmak üzere şirketin, tüm hukuki işlerinde şirket ortakları olan ..., ..., ... tarafından temsil edilmesine karar verilmiştir.
Oysa, 6102 sayılı TTK"nın görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması başlıklı 630/2.maddesi“ Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.“ hükmünü haiz ise de aynı maddenin üçüncü bendi de, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesini haklı sebep olarak kabul etmiştir. Bu bağlamda, henüz kesinleşmediği de anlaşılan şirket müdürünün seçilmesine ilişkin ortaklar kurulu kararının salt iptal edilmiş olması ve şirket yöneticileri hakkında bir hazırlık soruşturması sırasında alınan raporun anılan yasal düzenlemedeki hüküm çerçevesinde haklı bir neden olarak kabulü olanaklı değildir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan yasa hükmü uyarınca taraf delilleri yeterince değerlendirilmeden esasen haklı neden oluşturmaya yeterli de görülmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün,davalılar yararına BOZULMASINA,(2)numaralı bentte açıklanan nedenlerle,diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.