17. Hukuk Dairesi 2016/19479 E. , 2017/6655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkillerin murisi ve desteği ..."in 16.01.2009 tarihinde davaların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini belirterek davacı eş ... için 100.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... için 100.000,00 manevi, davacı çocuk ... için 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı eş ... için 60.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... için 35.000,00, davacı çocuk ... için 35.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş; hüküm davalılar ve davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda manevi tazminatın çok takdir edilmiş olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiş, yerel mahkemece bozmaya uygun yapılan yargılama sonucunda; davacı eş ... için 40.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... için 25.000,00, davacı çocuk ... için 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, dairemiz 30.09.2013 tarih 2013/13946 Esas, 2013/13091 Karar sayılı kararı ile bozma
ilamının gerekleri yerine getirilmediği ve ikinci kez takdir edilen manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dairemizin 08.02.2016 gün ve 2015/5609 E.-2016/1275 K.sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin kabulü ile davalı ... yönünden de temyiz incelemesi yapılarak aynı nedenle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davanın kısmen kabulü ile davacı eş ... için 37.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... için 22.500,00, davacı çocuk ... için 22.500,00 TL manevi tazminata karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-) 1186 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, gerekçeli kararın gerekçe kısmında "davacı ... için 40.000,00 TL, davacı ... için 25.000,00 TL ve davacı ... için 25.000,00 TL" yazıldığı halde, kısa kararda ve hüküm fıkrasında "davacı ... için 37.000,00 TL, davacı ... için 22.500,00 TL ve davacı ... için 22.500,00 TL" şeklinde hüküm tesis olunduğu görülmektedir. Kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-) Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ile hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ile davalı ..."a geri verilmesine 12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.