12. Hukuk Dairesi 2017/7293 E. , 2017/12858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi borçlu vekili, icra mahkemesine başvurup, sair iddiaları yanında bizzat müvekkiline yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ evrakındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, satış ilanının, 29.09.2015 tarihinde şikayetçi ..."nın bizzat kendisine tebliğ edildiği görülmekte olup, borçlu, anılan tebligat parçası üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bu hususun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Bu durumda, hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı araştırmalıdır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu"nun 07.04.1982 tarih ve 1979/10-1377 E., 1982/337 K. sayılı kararında tebliğ belgesindeki kayıtların aksinin her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması da, Hukuk Genel Kurulu"nun anılan kararında öngörülen ve yukarıda değinilen ilkeye uygun biçimde devam etmektedir.
İİK"nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise, başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
O halde, mahkemece, şikayetçi ... tarafından satış ilanı tebligatındaki imzanın inkâr edildiği gözetilerek, tebligat mazbatasındaki imzanın adı geçene ait olup olmadığı bakımından yöntemince imza incelemesi yaptırılması suretiyle satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre ihalenin feshi istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, İİK."nun 129/1. maddesi uyarınca, birinci ve ikinci ihalede satışın yapılabilmesi için artırma bedelinin, malın tahmin edilen bedelinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması, bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını geçmesi zorunludur. Anılan maddede yer alan "rüçhanlı alacak" sözcüğü, taşınmazla temin edilen ipotekli alacakları ifade eder. İpotek alacaklısının, satışın, ipotek bedelinden daha aşağıya yapılmasına muvafakat etmesi halinde ihalenin, rüçhanlı alacak olan ipotek alacağının altında bir bedelle yapılması mümkündür. İhale bedelinin, İİK."nun 129. maddesinde öngörülen kriterlere uygun olmaması ise, tek başına ihalenin feshi sebebi olup; mahkemece re’sen nazara alınmalıdır.
Somut olayda, şikayete konu, 3519 parsel 6 nolu bağımsız bölüm üzerinde, haciz tarihinden önce, Akbank lehine ipotek tesis edilmiş olduğu görülmektedir.
Bu durumda, icra müdürlüğünce, ipoteğin devam edip etmediği ve devam ediyorsa miktarı ipotek alacaklısından sorulup tespit edilmeksizin taşınmazın satışının gerçekleştirildiği anlaşılmakta olup, ipotek alacaklısının, ipotek bedeli altında satışa muvafakat ettiğine dair bir belgeye de dosya içinde rastlanılmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece, anılan taşınmaz yönünden, satış tarihinden evvel ipotek alacağının sona erip ermediğinin ipotek alacaklısından sorularak tespit edilmesi, ipotek alacağı devam ediyor ise miktarının belirlenmesi, ayrıca ipotek alacaklısının, satıştan evvel ipotek bedeli altında satışa muvafakat edip etmediğinin yöntemince araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.