Esas No: 2015/3228
Karar No: 2015/5002
Silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3228 Esas 2015/5002 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/3228 E. , 2015/5002 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, Terör
örgütünün propagandasını yapma, Görevi yaptırmamak
için direnme
Hüküm : 1- TCK"nın 314/3 ve 220/6.maddesi delaletiyle 314/2,
3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 220/6-son, 62, 53, 63,
58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, görevi yaptırmamak için direnme ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde,
Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6638 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7/2-a maddesinde yapılan değişikliğin açıkça sanığın aleyhine olduğu; 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemi olarak kabul edilemeyecek olan 3713 sayılı Kanunun 7/2-a maddesine uygun terör örgütünün propagandasına dönüştürülen gösteri yürüyüşünde, sanığın yüz kapatmak suretiyle işlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçu
için gereken saik de nazara alındığında eylemin ifade yöntemi olarak nitelendirilemeyeceği, 3713 sayılı Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasında 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, örgüt propagandası ile oluşacak tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla getirilen unsurun aynı fıkranın (a) bendinde düzenlenen suç için öngörülmediği saptanarak yapılan incelemede;
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten tayin olunan temel cezaya TCK"nın 220. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesindeki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 K sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesine gelince,
Kanunu koyucunun "sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri" ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Kanun koyucunun yukardaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine "yöntem" ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen "yöntem" ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin, tarihi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında mutad ve meşru bir düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 14.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.