17. Hukuk Dairesi 2016/16186 E. , 2017/6649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacıya 19.08.2008 tarihinde davalı ... şirketine Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın çarpması sonucu davacının sakat kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL bakıcı gideri tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 12.04.2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini limit olan 125.000,00 TL"ye çıkartarak bu bedelin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, sonra kusur oranını ve tazminat miktarının tespit edilmesi gerektiğini belirtmiş, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 125.000,00 TL"nin poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, cismani zarar nedeniyle oluşan bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(HGK 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 esas, 2015/1661 karar sayılı ilamı)
Dosya içerisinde mevcut 25 Aralık Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 26.05.2009 tarihli raporda davacının muayenesi sonucu Opere L1 vertebra kırığı olduğu teşhisi ile %12 oranında sakatlık ve 12 ay iyileşme süresi olduğu, ayrıca, davacının sürekli maluliyeti nedeniyle uğradığı zararın giderimi talebi ile açtığı ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesini 2011/506-2012/452 sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Uzmanının 17.02.2012 tarihli raporuna göre davacının kaza nedeni ile maluliyetinin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre %39.0 oranında olduğu ve tedavilerinin devam ettiği dönem de iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı ve bakıcı gideri hususunda 1 tane adli tıp uzmanı ve 5 tane konularında uzman doktordan oluşan Adli Tıp Uzmanı bilirkişi heyetince düzenlenen 18/03/2015 tarihli rapor hükme esas alınmış ise de, bu raporda maluliyetinin olup olmadığına dair bir açıklık olmadığı gibi 1963 doğumlu, ... hakkında 19.08.2008 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası gelişen T12 ve L2 vertebralarda posterior füzyon metaryaline bağlı kişideki kısıtlılık halinin tıbbi durumunun devam ettiği süre boyunca (mevcut haliyle sürekli) günlük aktivitelerini yerine getirmesinde günlük 8 saat sürekli olarak bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı belirtilmiştir.
Dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin çelişkili raporlar bulunmaktadır. Kaza, 19.08.2008 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü"ne uygun şekilde İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi, buna göre bakıcı ihtiyacı olup
olmadığının belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.